Yırtık sandaletiyle bir dilim kuru ekmekle gülümsüyorduk hayata
olmasa da mektuplarımız taş altlarında
bizi bekleyen yavuklularımız olmasa da
geleceğe dair düşlediğimiz düşlerimiz vardır bizim.
Kimisi dağlar kadar
kimisi sonsuzluk gibi
ve hiç isyan etmedik yokluğa yoksulluğa
yeri geldi yalın ayak yürüdük ayazında kışın
yeri geldi aç yattık yatağımıza
yeni bir sabaha umutla kalkmak için…

Üşüyen ayaklarımızı karnımıza tokuşturup kimi zaman
kimi zaman nefesimizle ısıtmaya çalıştık ellerimizi
umutlarımız vardı büyüdükçe büyüyen.

Ve okul yollarında hep başlardı hayaller
lacivert takım elbise
boyalı siyah bir kundura
beyaz bir gömlek
gömleğin cebinde tükenmez kalemim
ve o çok sevdiğim kravatı hayal ederdim…

Zilin çalmasıyla hayaller son bulurdu
siyah poşetin içinde umuda azıklarımı çıkarır
ve büyük bir sevgi ile kitaplarıma sarılırdım.

Yetmedi kimi zaman umutlarım
dev aynasında da görmedim kendimi oysa
hep küçük bir temennim vardı dualarımda
sıcak bir yuva ve sıcak bir çorba
her sabah beni bekleyen çocuklarıma gitme hayali.
Ne zaman mı bilmem belki…

07.01.2007

( Bitmeyen Düşler başlıklı yazı Ahmet Erbey tarafından 6.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu