Mademki; ayrılık ensemize öpüşünü bıraktı arsızca

“Aşk olsun” diyecek değiliz elbette

Hakkını teslim edercesine buse konduracağız ellerine

“Al al bizi de savur göçmenliğine” dercesine

Eyvallah edeceğiz bu kez

Ne de olsa üstümüzde ayrılığın hatırı var

Uslandık, uslu uslu…

 
 

Yok öyle başı pek dikmiş gibi karşısına dikilmek

Boynumuzu eğeceğiz kurduğu sofrada

Kadehimize zehir dökse de

Şerbet niyetine içeceğiz

Yansa da soluğumuz sesimiz çıkmayacak

Kızılcık rengi taşacak dudaklarımızdan

Ne gözyaşı akıtacak, ne de hüzne boğulacağız,

Yüzümüz mü kaldı?

Efendi efendi susacağız…

 
 

Ne fayda falımızda sonsözün satırları okunmasa da

Yazgımızı ret etmek yakışık almaz

Kırılıp, dökülmeye gücümüz mü kaldı

Malum ayrılığın pençesi kudretli

Tırnakları epey sivri

Batacaktır iniltimize keskinliği

Kanatsa da yaraları zamana sarılıp avunacağız

Var mı başka çaresi…

 
 

Tozu üzerimizde kalacak bir süre;

Tebessümün soluk rengi okunacak yanaklarımızda

Konuşulmamış mevzular batacak dilimize

Yaşamsal alanımızın ne denli dar olduğuna şahit olacağız

Yakınen tanıdığımız duygularımıza kefil olmaktan vazgeçecek,

En derin gerçeklerle tanışacağız…

 
 

Hicran yok bu kez, katlanacağız

Olduğumuz yerde hoşça kalacağız

Hatta kendimize iyi bakacağız

Dünya gözüyle kusursuz ayrılığı tadacağız

 

 

 

 

Ben hazırım ayrılık, yak beni dilediğin kadar…

 

 

Nazlı Tolun

 

 

( Kusursuz Ayrılık başlıklı yazı NazlıKaragöz tarafından 1/8/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.