Biz aynı mahallenin çocuklarıydık oyun arkadaşımla. Yıllarca aynı sokakta oynardık ikimiz. Top koştururduk saatlerce, resimler yapardık aynı deftere. Kovalamaca oynardık o kaçardı ben yakalamaya uğraşırdım. Fırtına gibi çocuktu ne hızlıydı o zamanlar bile.
Aynı okuldaydık o benden bir üst sınıftaydı ne çok şey öğrenmiştim ondan. Hep minnettar kalmıştım derslerime yardımlarına.
Şen şakrak, ele avuca sığmazdı aynı zamanda çenebazdı o herkesten başkaydı benim gözümde. Aynı şeylere kahkaha atar, aynı mevzuya ağlardık.
Küçücük ağızlarımızla kocaman gülerdik, minicik yüreğimize büyük hayaller sığdırırdık.
Biz kan kardeş misaliydik. Hep birlikte olmayı umuyorduk.
Bir gün yine saklambaç oynuyorduk, yine ebe bendim. Sayıyordum bir.. iki.. üç..…on.. sonra onu aramaya başladım yoktu. Hiç bir yerde yoktu nereye saklanmıştı acaba bulamıyordum. Orası burası derken arka sokakta bulmuştum onu. Başka çocuklarla oyunlara dalmıştı. İnanamıyordum saklambaç oynadığımızı unutmuştu.. O an ilk kez kalbimde onu kaybetme korkusu hissettim.
Sonraki günlerde bizim mahallenin başka sokaklarına gitmeye başlamıştı. Yeni arkadaşlar ve onların arkadaşları ile tanışıyor yeni oyunlara dalıyordu. Artık eskisi gibi bana zaman ayırmıyordu. Okulda da durum farklı değildi, farklı arkadaşlarıyla vaktini geçiriyordu.
Sormuştum “bir hatam, yanlışım mı var” diye. “Yok” demişti sadece…
"Bu muydu arkadaşlık birini görünce diğerini unutmak mıydı? "Ufacık kalbim anlamıyordu işte.
Günler günleri derken, yıllar yılları kovaladı kopuştuk gittik iyice. Meşgalelerimiz, uğraşlarımız, okullarımız değişti. Mahallemiz bile değişti. Ne bir ses, ne selam gelmiyordu artık. Nefessiz kalmıştım sanki. O arkadaştan öte benim canım ciğerim gibiydi. Çok kırılmıştım çok…
Sonra mı?
Birimiz hayırsız çıktı, diğerimiz vefasız
Ben kinlenmeyi öğrendim, o inadı. Kirlenmeden kalamadı oyun arkadaşlığımız.
Bağışlayamadım beni bir kenara koyup terk edişini.
Şimdi ise;
Ara sıra haberlerini alıyorum benim gibi evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış, başarılı ,çok tanınan bir şahsiyet olmuş. Ne güzel hep mutlu olsun isterdim.
Ben ise birçok baltaya sap olmama rağmen dikiş tutturamadım hala hayat yolunda.
Öğrendiğim şey ise düşman kazanmak bir dakika, dost kazanmak ise bir ömür alırmış.
Saklambaçlar kaderi değiştirirmiş.
Yazık oldu dostluğumuza..İki ezeli küskünüz işte ne kaldı elimize kayıptan başka..