Her şey bitti…
Evler sokaklar karanlığa gömüldü
Kalbi…karanlığa gömüldü
Bir kez daha yenilgiyle sonlandı
Son buldu mutluluk yine
Soğuk duvarlarla kapladı dört bir yanı
Acı çığlıklarla süsledi geceleri
Hıçkırıklarıyla boğdu denizin hırçınlığını
Ama son bulmadı dinmedi içindeki fırtına
Bir deprem sıcaklığı gibi kaynıyordu kalbi
Tüy kadar hafif kurşun kadar ağırdı şimdi
Yüreğinin kuytu uçurumlarına sığınıyor
Kalemlerin konuştuğu dünyasında imge arıyor
Başka biri olmak istiyordu
Burada değil orada olmak istiyordu
Yıldızlar kadar uzak olmak istiyordu her şeye
Lal bir masal gibi, sesiz ve kimsesizce
Şairlere özenirdi bazen
Hecelerle yakınırdı kendinden
Kelime cambazlığı yapar
Rolünü iyi oynardı
Herkesin içinde güler güler ve güler
Gizlice ağlar… Zaman geçer
Kimse bilmez yaralarını sığınaksızlığını
Umutsuzluk denizinde bir umut aradığını
Şimdilerde böyle işte hep mutsuz
Sorular üretiyor “neden yaşıyoruz?”
Herkes yaşı gereği olduğunu sanıyor
Ama o biliyor acizler hep kelimelere sığınıyor
Ağladı hıçkırarak bağırarak duvarlara
Ne denize söz geçirebildi ne fırtınaya
Sorularına cevap bulamadı
Özendiği şairlerden ilham alamadı
Yaşadı öldü ve yaşadı…