/anladım artık
sağ yanımdan sol yanıma kadar herşeyimsin /

 

 

sokaklarıma küsmüş bir dilenciydin
gittiğin yola devirdim gözlerimi
sanki gözlerim bıçaklandı
sanki koridordaki zaman tökezlemişti
sanki akrep yelkovana kavuşmamıştı
soluğumun araladığı zaman
sanki her dakika içimi iğneliyordu
gelmedin tüm yollara küstüm

söylermisin şimdi
durduk yere neden karşıma çıktı bu hazin
neden rüzgar ayaklarının peşine düşürdü
sanki duvarlara çarpıyorum kendimi
yüzüm gözüm yara bere içinde
soluğum buhar misali
parmaklarımın arasından sızdı
yokluğun alazlanıyor avuçlarımda

biliyorum
gelmeni istemek hakkım değil
gözlerime birikmiş mor rengi akşamları
getirdi yokluğunun kanat sesleri
o an martılar düştü tül çekilen göz bebeklerimden
sisli gözlerimde dondum kaldım

pimi çekilmiş elvedalar bıraktın
ne fark ederki şimdi ölüm
geceye ölüm bırakıp gittin
ruhum tütsülesin kovamadıklarımı
sensizliğin ilk sesi neydi
iliklerime kadar üşüten bir rüzgar mı

kendimi çöpcünün önünde süpürülen
toparlak bir kağıt gibi hissediyorum
kaldırımların yüzü ılık senin olmadığın kadar
gökyüzü mavi
gri bulutlar
coğrafyalarım gel gitleri kovalıyor
varamadığım sahillerine inat

menekşe renkli akşamları giyindim ayaklarıma
şafakların b/uğultusunda biriken hasretinde
tuvalimden düşürdüm gittiğin renkleri
ağlattı estantanesi bozulmuş yüzümü
mecalsiz kaldığım y/anmalar

 

bir ezan sesiyle irkiliyorum
güneş sırtımdan doğuyor
beni kurtar bu dertten dercesine
buğusu yanaklarıma işleyen
gözlerimde ki çaresizlikleri yazıyorum
şairliğimin kaleminden

şimdi bir İstanbul kadar karışığım
haritalar iz etti tüm bedenimi
fırtınası kırık rüzgarları seçtim
daha da acıt canımı
dudaklarındaki duvarlar yıkılsın
daha bir bas üzerime
sobelendiğim kavşaklardan al canımı
ozaman belki gelirsin


hiç anlamadın
hiç bilmedin
meçhul bir zamansızlığa yazdığım adını
ilk defa gel denizime
söz en güzel incileri dizeceğim yollarına
topla sokağımdan uykuya dalmış hüzünlerimi
bıktım artık umut fakirliğimden
yeni bir başlangıç
ölüm ne farkeder ki

vicdansızlığını bir hücreye asıp
kavuşulması mümkün ayrılıklar için ses ver
yokluğunda yağmur yemiş kelebek kadar hantalım


s/ağır akşamları seninle karşılamanın heycanı sardı içerimi
gel
seni bekliyorum
 
yalnızlık abidesi
( Sağır Akşamların Güncesi başlıklı yazı firat-efe-po tarafından 29.01.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu