Aşk Oyunu
Bir romandı sanki yaşadıklarımız,
Sanki tek perdelik bir oyunun, iki kahramanıydık.
Böylesine acımasız ve gerçek mi oynamalıydık?
Elimize yüzümüze bulaştırdık her şeyi,
Bir parça sevgi,
Birazcık mutluluk istemiştik hayattan, hepsi o.
Ama hayatı mahvettik,
Hemde, en zalim rollere bürünerek.
Oysa bu oyunun, yönetmeni de bizdik, oyuncusu da!
Boş kaldı tüm saksılarımız,
Tek bir gül bile yeşertemedik gönül bahçemizde.
Böylesine karanlık bir zindana mı benzetmeliydik sahnemizi?
Hâlbuki bizimdi o sahne, tüm dekorda bize aitti.
Hakkını veremedik…
Tesadüfün; zamansızlığa açtığı bir kapıdan girmişiz, meğer bu salona.
Dağıttığımız biletler sahte, oyun sahte, isimler sahte, suretler bile sahte,
Rollerimizi bile okumadan çıkmışız sahneye;
Aşk oyunu yazıyormuş; biz drama çevirmişiz,
Bir kendimize mahcup olduk, bir de seyirciye…
Rol icabı gülüp, rol uğruna ağladık,
‘El ele tutuşun’ yazan bütün metinleri atladık,
Oyunun son sahnesi birbirimize sarılmaktı;
Onu da yapamadık…
Işıkları söndü, perdeler kapandı,
Başlarken; başarılar dilememiştik,
Bitince; geçmiş olsun demeye zamanımız kalmadı.
Alkış duymadık, tebrik almadık,
Kabul etmek gerek;
Biz, bu AŞK OYUNU nu, oynayamadık…!
ZEKİ YÜCEEL / MÜEBBET - MART2006
(
Aşk Oyunu başlıklı yazı
zeki-yuceel tarafından
29.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.