Özgürlük yüreklerde parlayan meşaledir
Gönül göğünde yıldız, gecemize haledir
Seninle doğar güneş, ısıtırsın yüreği
Bahçemizde gonca gül, ruhumuzun direği
Hürriyet ışığıyla dağılsın karanlıklar
Huzurun gölgesinde kurulsun yaranlıklar
Bağrından çıkan ışık gözlerimin feridir
Seni mukaddes kılan alınların teridir
Hürriyet soluğuyla yüce dağlar aşılır
Sarp kayalar geçilir, dik yokuşlar koşulur
Esir Türk yurtlarına yaş döker, bulut ağlar
Acılar katmerleşir, yüreğimizi dağlar
İsyanın çığlıkları karışırken sesine
Kokunu taşır rüzgâr zamanın ötesine
Köklerden ta göklere kuşatırsın âlemi
Yanardağlar misali eritirsin elemi
Gül kokulu rayihan sinerken gölgelere
Gökte güneş misali doğ esir ülkelere!...
Özgürlüğün bağrına açılır sırlı kapı
Güneşe benzer yüzün kıskandırır mehtabı
Dolunay gibi doğar günün bittiği yerde
Ölümü istisna tut, çaredir her bir derde
Yarına dair düşler gece dalarken suya
Esaret hançerlenir, teslim olur uykuya
Ah özgürlük özgürlük!... Düşünde kaldı âhım
Senin o gül yüzünle aydınlandı sabahım
Hürriyet bir rüyadır, tabiriyse kutludur
Onu teneffüs eden yarından umutludur
Soframızda ak ekmek, aşımızdır özgürlük
Yokluğunda sel olan yaşımızdır özgürlük
M.NİHAT MALKOÇ