Nedir acıması yüreğin
Ufkun kararan çizgisinde yok olmak…
Ya da geceyi matem sayıp
Uykuyu haram kılmak…
Kaybolmak hayallerinde fersiz gözlerin,
Yanmak çaresizce yokluğunun ateşinde,
Yağan yağmurlarda yalnız ıslanmak,
Yosun tutan yalnızlıklarla ağlaşmak, dizlerine vura vura…
Nasıldır yaralanmak yaşadın mı hiç?
Mızraksız, bıçaksız, silahsız,
Yüreğin en derininden,
Gözlerin en güzelinden,
Ve hayallerin en şahanesinden…
Beklemek ne demek, hiç bekledin mi sende?
Gün ağarırken sonsuz ufuktan,
Geçen her trene mendil sallayarak,
Taşıdığı sevdalılar arasından
Gelmesini umarak…
Aşk nedir sence?
Bir yüreği ellerinle parçalayıp,
Dipsiz kuyulara atmak mı?
Hayaller kurup yarınlara dair,
Kaybolmak mı sonra…
Bir katil edasıyla, sessizce yaklaşıp,
Sırtından vurmak mıdır?
Umutları tüketmek midir?
Geçen yıllarda…
Çaresizliği altın tepsilerde,sunmak mıdır yoksa…
Vefa nedir duydun mu hiç?
Candan can giderken,
Acılar boynuna dolanırken bir yılan gibi,
Kapanırken tüm perdeler hayata,
Hayaller ölüm döşeğinde can çekişirken,
Yürek üşürken temmuzun azgın sıcağında,
Yakamozlar resmini çizerken ummana,
Ve yıldızlar yol olurken umuda,
Dönme/mek midir?
Umutların üzenini örten kara bulutlardan,
Kopan amansız bir fırtına mıdır acaba?
Gelecek yarınlara…
Soruyorum şimdi sana,
Sen tutuldun mu hiç pervasızca bir sevdaya kanatlarından acaba,
Sonra düştün mü çıkamayacağın o sonsuz uçurumlara,
Lanetler okudun mu defalarca ve defalarca
Kaybettiğin o en güzel yıllara…
Sen!.....
Sen bilir misin yaşamak bu işte…
Seni sensiz yaşamak bu!!!
Git şimdi!
Benliğimi, hayallerimi ve yüreğimi üşüten sensizliği de al,
Ve git…
Hayallerimden, geçmişimden ve geleceğimden,
Topla neyin varsa sana ait.
Çek git dünyamdan….