Ölüm, ölüm dediğin, bir öbür dünya
Bir sürü insan vardı, kimse kalmadı burada
Sanırsın zamanda, ağır seyretmekte saat
Kimi erken gider, kimi beklemekte sırada
Zaman yolculuğa çıkmış, daldan, dala konan kelebek
Bazısı zevki sefa sürer, bazısı der ya medet
Varacağın, son nefestir, gittiğin menzildir demek
Dinlemez sonlandığında yolculuk, ne marifet, ne emek
Gönül, gel senin ile yaren olalım birbirimize
Sevgi olsun şiarımız, yanmayalım boş yere
Mahşer günü geldiğinde, kitabımız sağ elimizde
Hâkim olalım, elimize, nefsimize birde gözümüze
Bu dünyada, aşk ile yanalım rahmana, ateşi deysin bize
Ne günah kalır, ne şeytan, nefsin bile gelir dize
Yeni doğmuş gibi olursun, piri pak halde, girersin cennete
Dön ateşi aşkınla dön, sultan olursun içindeki zillete
Ölüm, ölüm dediğin, vuslata erme vaktidir, şimdi
Gül cemaline dayanılmaz, Azrail denen melek geldi
Görmeye gözler o güzelliği, bakan bir daha gelmiyor geri
02.03.2011
İlhan Keskin