Bir ısrar vardı, ne olduğu sonradan anlaşıldı

Fakat nasıl bir içinden çıkılmaz zamandı, ürkek bakışlar sinemi sızlatırdı

Yavru hakkıyla ifade edemiyordu, sanki çekinceler yaşıyordu, merakla takip ediyordu

Peki, neydi onun korkusu, umudu sorgulayışı, yaşadığı ne derin bir sızı, çareler arıyordu

 

 

 

Kalktım gittim okula, vurdum sınıfın kapısına

Bir öğretmen çıktı karşıma, mütereddit ve sorgulayıcı bir tavırla, dedi ki hayrola

Meramımı arz ettim, malumatım yok dedi, evladımı işaret ettim, o vakit şaşkınca, ne ola

Sual eyledik, ilgili adresi tespit ederek, müsaadelerini istedik ve kapıyı örtüp, dedim bir yol ara

 

 

 

Öğretmenler odasının kapısına vurdum ve araladım

Üç bayan öğretmen ve birde beyle karşılaştım ve bir sual ederek muhatabımı buldum

Buyurun hoca hanım arzu etmişsiniz, rahatsız olmama rağmen davetinizle yola koyuldum

Dikkatli bir nazarla baktı, sanki bir şeyler arıyormuş gibi gözlerimde arandı, ne sorgulandım

 

 

 

Hiç çalışmıyor derslerine, tüm nasihatler sanki aksine

Sınıftaki talebelerin derdi yetmiyor diye, birde Mükremin çıkıyor karşımıza ne hikmetse

Ne söz dinliyor, ne de dersleri dikkate alıyor, hatta yetmezmiş gibi, üstelik arsızlıkta yapıyor

Arkadaşlarını ayartıyor, fevkalade ilgisiz kalıyor, kaprislerini o an durmadan nasıl sıralıyordu

 

 

 

Bir şaşkınlık içindeydim, aczi yeti o an kabullenmiştim

Şikâyet edilen kimdi, nasıl olurda bir mürebbi bu anlamda rahatsız edilirdi, edep ettim

Mazeret olur kabilinden birkaç okul değişikliği yaşadı, belki onun sancılarıdır beyan ettim

Fakat düşüncelerine kani olmuştu, ne söylense faydasızdı, diğer hocalarda deyince, pes ettim

 

 

 

Sırtımdan ter yürüdü, kelimeler boğazımda düğümlendi

Bu kadar mı hadsizlik sergilenmiş, her nefes şikâyet için sanki sıraya girmiş, içim titredi

Boynumu büktüm, özür beyan ederek huzurlarından mahcubiyetimle çıktım, hüzün verdi

Malik hanemize geldim, refikam kapıyı açtı, yüzümde ki şaşkınlığı fark edince ne oldu dedi

 

 

 

İfade etmeye takatim yetmedi, sessizlik farkını istedi

Çekildim odama, nasıl olsa bedelleşmek hak olunca, nerde ihmalim var suali nüksetti

Bir müddet sabırla bekledim, la havle çekerek içselliğime iltica ettim, neler oluyor merak ettim

Nihayet kapı açıldı ve can evladım Mükremin kapımı araladı, selam vererek, huzurdan gitti

 

 

 

Kıyafetini değiştirdikten sonra, yeniden yanıma geldi

Fevkalade bir merakın vecdiyle gözlerimde gezindi, sual etmeye başlayarak ayrıntıyı istedi

Ne duyduysam ve neye şahit olduysam hiçbir katkı yapmadan sıkıntıları sıraladım o an inledi

O kadar içten bir eda ile ve gözyaşları eşliğinde, vakıaları ve şikâyetleri derdest edip sukut etti

 

 

 

O yaşların samimiyeti karşısında sarsılmıştım

Hiç fark ettirmeden duygusallık mı yapıyorum diye bir muhakeme yaptım, inanmıştım

Öğretmenlerinden işittiği hakaretler, alay etmeleri sebebiyle onurunu kırmaları, ne sanmıştım

İtaat kültürü bu olmamalıydı gelen ne söylerse haklılığını savunmamalıydı mürebbileri andım

 

 

 

Atılan tokatları, su borusuyla vurduklarını duyunca

Bu kadar olamaz dedim, haydi şikâyet için gidip görüşelim ve gereğini ifa edelim dedim

Babacığım her şeye razıyım ama dışlanmayı kaldıramam, bu nedenle bu imkânı esirgedim

İngilizce ve matematik hocalarının yaptıkları çok ağrına gitmiş, bayan olmalarına incindim

 

 

 

Oysaki şefkat ve hamiyet konusunda duyarlı olmalılardı

Hiç hakarete gerek duymadan velisi olarak beni çağırmalılardı, neden kolay olan sancılardı

İngilizce hocasının sınıfta ki öğrencilerden tiksinmelerini, hor ve hakir görmeleri niye acıydı

Neden bir tebessümü esirgerler, sosyolojik farklılıkları gözetmezler, mütemadiyen taç mıdırlar

 

 

 

Oğlum Mükremin babacığım bir müddet sabredelim

Ve hatta bizzat nasıl bir tavırla mukabele edeceğimizi ben anlatırım dedi ve peki dedim

Fakat içimde bir fırtına kopmaya yüz tutmuştu, can evladım için aczi yeti ne yapmalıydım

Altı çocuğum, dördü erkek ve ikisi kız olmak üzere, Mükremin şekerpare olduğu halde andım

 

 

 

İdraki ve irfanı en hassas olan bu evladıma acıdım

Anlaşılamamanın sancısıyla bir kez daha ziyadesiyle karşılaştım, ona geçmişten anlattım

Gözyaşlarını bir kenara bıraktırdım ve sürur içinde nefeslenmeye adımını atmasını sağladım

Kim kızar ve kırarak bir iş yaparsa, neticesi bereketli olmaz, otorite asla bu şekilde sağlanamaz

 

 

 

Mustafa CİLASUN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

( Nasıl Bir Hicrandı Şahit Olduğum Gözyaşları! başlıklı yazı Yazan Adam tarafından 8.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu