Eski sayfalarıyla, masada duran albüm.
İçindeki resimler! Siz şimdi nerdesiniz?
Bin keder içindeyim sonbahar artık ömrüm,
Ama hâlâ çınlıyor kulağımda sesiniz,
Ah! Vefasız yıllarım, rüzgâr gibi geçtiniz.
Söyleyin! Nerdesiniz? O tertemiz dostluklar,
Söyleyin neyin nesi? Şakaklarımdaki kar.
Ne güzelmiş çocukluk! Sevimliymiş ne kadar.
Yaşatmaya yetiyor artakalan bir kaç iz,
Ah! Vefasız yıllarım rüzgâr gibi geçtiniz.
Döktüğüm gözyaşını görüp aldırmadınız,
Bir gün halin ne diye, arayıp sormadınız,
Aşk yolunda çok düştüm, tutup kaldırmadınız.
Uzattım ellerimi, uzanmadı eliniz,
Ah! Vefasız yıllarım rüzgâr gibi geçtiniz.
Bilemedim mutluluk ne imiş? Ne değilmiş?
Ne çare önünüzde başım her gün eğilmiş,
Ne bilirdim! Yaşamak sadece bir şekilmiş.
Sessiz akan ırmaktım, siz onu yutan deniz,
Ah! Vefasız yıllarım rüzgar gibi geçtiniz.
Anlamadım, bilmedim zehirler içtiğimi,
Neden sonra fark ettim ben kendi hiçliğimi,
Acımadan elimden aldınız gençliğimi,
Hani dosttuk seninle? Arkadaştık ikimiz,
Ah! Vefasız yıllarım rüzgâr gibi geçtiniz.