Şairler bu toplumun aynasıdır,onlar olmasa yaşadığımız toplumsal olayları bilemeyecektik.Onların geçmişte yazdıkları kültürel mirasımız olmuştur.
Hayat onlar için kolay olmamıştır,Sabahattin Ali olmasaydı sinop cezaevinin deli dalgalarını bilmeyecektik,yine Nazım Hikmet ,Necip Fazıl olmasa hapishane hayatını bilmeyecektik.Nazım'ın şiirini kız arkadaşına yazdı diye 16 yaşında mahküm olan o günün öğrencisi, Türk edebiyatının ölümsüz şairi Atilla İlhan`ı tanıyamacaktık.

Ne yazık ki, Türkiye 12 eylül öncesi şairlerini bile kapmlara ayırmışlardı. 12 eylül darbesi sonrası bunun bedelini nice suçsuz insanlar ödedi.Ve bu tuzakların bizlere diş güçler tarafından yapıldığını neden çok sonra öğrendik.Bunun hesabı belki nice sonra sorulacak,darbe şartları olgunlaşsın diye,darbeyi bir yıl erteleyenler bunun hesabını vermeliler.
12 eylül darbesi sonrası her iki görüşün tarafları mamak cezaevinde hücrede beraber oldular. Durup düşünme vakti gelmişti. Yazıcıoğlu`nun dediği gibi Türkiye'ye sığmayan kişiler 2 mt relik hücrede beraber olmuşlar, hayatı paylaşmışlar,koğuşlarda okudukları gazeteleri Cumhuriyet ve Tecüman`ı değiş tokuş yapmışlardır.
Muhsin YAZICIOĞLU zaman zaman öz eleştiri yapmış ve son olarak farklı düşünen aydınlarla ülkemizin birliği için, consensus aramak için çalışmalar yapığını, bunun akabinde bu elim kazanın olması her kesimi üzmüştür. Onun ölümü  hala tartışmalı.Suikast mı?kaza mı diye.

12 eylül sonrası Türkeş`in Nazım Hikmet`in şiirini kurultayda okuması, Cem Karacanın yine neden sonra Necip Fazıl için 12 eylül öncesi o nu geç derdik. Ama kutuplaşma sonrası bunları keşfetmemiz sevindici olmuştur, edebiyat dünyamız adına.Ön yargıların kırılma noktası Varşova paktı'nın çökmesiyle başlamıştır.

Ölümü ardından Balçiçek Pamir,şöyle bir hatırayı okuyucularıyla paylaşmıştı."benim bir proğramıma çıkacaktı.O nu zor durumda bırakmak istiyordum" düşüncesi ve bu proğramdan sonra başlayan dostluklar,fikir alış verişi.
Mamak cezaevinde yazdığı üşüyorum şiiri duygu ve düşüncenin doğal haliyle dizlere geçmesi.Bu ilham değil ,tam bir gerçek.
Bu şiirle O na yeniden Allah rahmet eylesin diyuruz;

ÜŞÜYORUM

Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgar gibi süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum...

Muhsin YAZICIOĞLU





( Şairin Ölümü başlıklı yazı M.Filizman tarafından 27.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu