Enerjisini Güneş'ten alan saat gibi tıkır,tıkır işler doğanın mimarı tarafından kurulan düzen... İnsan marifetiyle her ne kadar bozulmaya çalışılsa da...

      Bestseller listelerine girmeye aday;henüz mürekkebi kurumamış romanlara benzer her yeni hayat... Kurgusunu sadece yazarının belirleyebildiği... Giriş/gelişme/sonuç ekseninde yaşanır ömür denilen kısacık an...

       Dünya döner;değişik ırk ve renklerde binlerce ak sayfalar kadar apak günahsız bebek ana rahminin sıcaklığını terk ederken avaz,avaz yaşanması her saniye zorlaşan Dünya'mıza merhaba çığlıkları atar. Kimi yün buklelerinin kıvrımlarıyla buluşur,kimi ot döşeklerinin dikensi çıkıntılarıyla... Kimi yıllarca hasreti çekilip,doğmadan önce veliaht ilan edilen;kimi de düşürülmeye çalışıldıkça inatla olmayan tırnaklarını toprağa geçiren çalı dibindeki günebakan gibi Güneş'ine doğru yol almaya çalışan binlercesi...Taht/baht ilişkisini çoktan tesis etmiş ana babaların yanı sıra;her doğan çocuğu yük,taze iş gücü,istismarı yapılacak meta,alınıp/satılacak obje gibi gören ana babalarda mevcut ne yazık ki... Nasıl ki bir elin beş parmağı farklı boylarda ise her ana baba da farklı karakter,dünya görüşü,ekonomik durum,bilinç ve donanıma sahip...

       Yolu gözlenen/ kıymetli bebek,istenmeyen,kazayla,tekne kazıntısı,kaşık düşmanı gibi kategorize edilen geleceğimiz,yavrularımız... Varsıllık/yoksulluk çizgisinde birbirine zıt ortamlarda büyütülmeye çalışılan,savunmasız birey adaycıklarımız...Minnacık hacminin varlığıyla;yaşam tarzını değiştiren ailelerin aksine yaşam tarzlarına ayak uydurulmaya çalışılan ağzı var,dili yok bebelerimiz...

   Her türlü cinsel fantazi,sapkınlık içeren çocuk pornosuna,aile içi şiddet ve cinselliğine özne olanlar,analık/babalık elinde ruhu/bedeni büyüyemeyenler, küçücük yaşında suça teşvik edilip para kazanması istenenler,katıksız yediği öksüz dilimine göz dikilenler, oyun çağında evlendirilen çocuk/anneler,töre tabuları uğruna heder edilen bahar dalı kadar taze hayatlar...Evlilik dışı yasak aşkın meyvesini kucaklayan ve feleğin acımasızca hırpaladığı anaların;yüreklerini çimdikleyerek cami avlusuna, kapı önlerine,yetiştirme yurtlarına bıraktıkları,duru dağ gölleri saflığında ki evlatçıkları...

   İşaret edilen en az üç çocuk sloganlarına itibar etmeyip;yapabileceğimiz kadar değil,bakabileceğimiz kadar çocuk sahibi olmalıyız. Hamurlarına katacağımız insanlık rengi şemsiyesi altında geleceklerini çalmalarına engel olarak ömür cetvellerinde sağlıklı,eğitimli,mutlu,başarılı nesiller bırakmak her aklı selim ana babanın görevi olmalıdır...

 Çünkü gelecek bizim geleceğimiz...

 

 

( Günahsızlar başlıklı yazı F.TÜRKDOĞAN tarafından 30.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu