BURASI MUŞ'TUR , YOLU YOKUŞTUR .

Temizlik işlerine bakmakta olan kadın " Benim saatin pili bitmiş " dedi . " Cep telefonunun saati var ya !" diyen hanımına " Ama , dedi. Cep telefonları radyasyon yaydığı için ben onu odama koymuyorum "

Bu konuşmalara kulak misafiri olan emekli Ahmet Bey dayanamadı " Pekala , geceleri televizyonun karşısında hipnoz halinde saatlerce dizi film seyredilirken televizyon cihazından salınan radyasyon ne oluyor ?

"Adını Feriha koydum "

"Ayşegül'ün suçu ne ? "

"Düriye'nin güğümleri kalaylı "

"Fadime'yi samanlıkta bastılar "

"Manda yuva yapmış sinek dalına "

" Yavrusunu sinek kapmış gördün mü ?"

Temizlikçi kadının radyasyonlu cep telefonundan Japonya'nın radyasyon salan nükleer santralına gelecek olursak dinsiz, çalışkan ve dünyanın en gelişmiş teknolojisine sahip japonlar deprem için ne kadar tedbir almış olsalar da bir yerde ilahi gazap hükmünü icra etti. Kibir,gurur ve özgüven ; adına ne dersek diyelim bazen çaresizlik ve acziyet uçurumundan aşağı yuvarlanıp gitti .

28 Şubat 1997 tarihinde irtica ( bazı generallerin literatüründe DİN ) düşmanlığı ile zirveye çıkan darbecilik planları 1999 yılında 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleriyle bir felaket haline dönüştü . Planların yapıldığı Gölcük Orduevi'nin altı Kandilli Gözlemevinin resmi raporunda depremin merkez üssü idi .

2001 yılında ise fiziksel depremlerin ardından bu defa korkunç bir ekonomik deprem Türkiye'nin altını üstüne getirdi. Darbeci paşalar milleti soyup patronları tarafından batırılan bankaların yönetim kurullarında dolgun maaşlarla görev almakta tereddüt etmediler .

Daha sonraki yıllarda

Eldivenler,yakamozlar, ayışığı, balyoz planları yapılırken milletin hayrı, selameti mi düşünüldü ? Bu millet çok acı çekmiştir ama bu halka daha fazla acı çektirmeye kimsenin hakkı olamaz . Vatanseverlik , vatana, millete hizmet etmekle olur . Yönetim sistemleri içinde kusuru en az olan idare şekli "demokrasi"dir . Halk sandık başında beğendiği partiye oy verir , beğenmediğine vermez . Demokrasilerde çoğunluğun iradesi vardır ama bu hiç bir zaman azınlığın haklarının göz ardı edilmesi olamaz .

Sene 2010 . Ergenekon darbecilik davası sürerken İlahi kader Cumhuriyet savcılarını tekrar Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şubesine yönlendirdi . Binbaşının çalışma odasının tabanındaki zulada 9 çuval darbe planı ele geçirildi .

Bu delillere dayanarak yüzlerce arama ve tutuklama yapıldı . Genelkurmay'ımızın değerli kurmayları 6 Nisan 2011 de yayınladıkları internet bildirisinde " tutuklu olan 163 askerin neden içeride tutulduklarını anlamakta güçlük çektiklerini " açıkladılar .

Cep telefonları , Feriha'lı,Ayşegül'lü dizi filimler ile hipnozlanarak ekrandan salınan radyasyonlar , fiziksel ve ekonomik depremler , ergenekonlar, balyozlar , söğüt dalına yuva yapan mandalar , delillere dayanarak suçlanıp yargının içeriye aldığı askerlerin neden tutuklandıklarını anlamakta sıkıntı çekenler ...

Acaip bir ülke olduk doğrusu .

( Burası Muştur, Yolu Yokuştur başlıklı yazı A.Müfit KUTLU tarafından 10.04.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu