Online Üye
Online Ziyaretçi
Batıl inançlardan bahsetmeye devam edeceğiz. İlk bölümü umarım beğenmişsinizdir. Ağlanacak halimize birazcıkta olsa gülümseyerek bakmaya çalıştım. Bu ikinci yazıyı da yeni bir yöntem deneyerek yazacağım. Bilgisayarın ekranının sağ köşesine tavşanayağı sol köşesine at nalı astım umarım uğur getirir ve yazım çok okunur :)
10- Kurban kesilirken hayvan dilini dışarı çıkarırsa kurban sahibi o yıl içerisinde ölür.
Ne söylesem nasıl yorumlasam bilemedim. Küçük araştırmamda karşıma çıkan ilginç inançlardan biri daha, ben ilk kez duydum. Mantıklı bir açıklama getiremedim. Takdir sizindir.
11-Ateşe tükürmek, ateşe sövmek, ateşe tırnak atmak, su dökmek uğursuzluk getirir.
Bu cahiliye devrinden kalma bir batıl inanç olsa gerek. Çünkü insanlar bir dönem ateşe taptıkları için bunu saygısızlık olarak görmüş olabilir.
12-Üzümün tanesini, karpuzun sap kısmındaki kabuğun içini yiyen yetim kalır.
Sonuçta bir meyve… İnsanların ömrüne ne gibi bir etkisi olabilir.
13-Odanın ışığını evin erkeği yakarsa o ev daima nur içinde ve bereketli olur.
Bu da ilk kez duyduğum batıl inançlardan biri; farz edelim evin erkeği hava karardıktan uzun bir süre sonra eve geliyor ne olacak şimdi… Ya karanlıkta oturup bekleyeceğiz ya da gitti evin bereketi. Kadın erkek ayırımından başka bir şey değil.
14-Kara kedi.
Dünya tarihinde kediler kadar önce tanrılaştırılıp sonra uğursuzluk sayılan başka canlı var mı bilemiyorum. Mısırlılar zamanında siyah kedi tanrıça olarak görülürdü. O devirde kedileri korumak için kanun bile yapılmıştı. Daha sonraki yıllarda kedilerin hızla çoğalması gözden düşmelerine sebep oldu.
Avrupa da yalnız yaşayan kadınlar kedi beslemeye başladı. O zamanlarda Avrupalılar büyücü ve cadı inancı yaygınlaşmıştı. Siyah kedi besleyen kadınların kara büyü yaptığına inanıldı ve kedileri ile birlikte yakılmaya başlandı. Bu uygulama yasaklanana kadar böyle devam etti.
15-On üç sayısının uğursuzluğu.
Bunun temeli mitolojik bir hikâye. Tanrılar büyük bir yemek ziyafetindeyken davet edilmeyen on üçüncü tanrıda gelir. Davet edilmediği için çok sinirlidir ve en sevilen tanrı ile aralarında bir tartışma geçer, onu öldürür ve on üç sayısı uğursuzluk olarak kabul edilir.
16-Ayna kırılırsa uğursuzluk getirir.
Bu inançta diğerleri gibi çok eski yıllara dayanıyor. 15. yüzyılda aynaların ilk Venedik’te yapıldığını ve yapımı zor ve pahalı olduğu için uşakların daha dikkatli olması için efendilerinin çıkardığı bir inanç.
17-Kulağımızı çekip üç kez tahtaya vurmak.
Antik Mısırlılar farklı ağaçların özel enerjileri olduğunu düşünürdü. Ağaçları işleyerek kullanmaya başladıklarında ise ağaca dokunuşun kutsal bir varlığa dokunuş olduğuna inandılar. Batı buna inanmaktan yıllar önce vaz geçmişti sebebi İsa’nın tahta bir çarmıha gerilmesiydi. Fakat doğu da olsun batıda olsun hala kötü bir şey anıldığında başa gelmesin diye tahtaya vurma âdeti devam etmekte.
18-Yere tuz dökmek uğursuzluktur.
Buzdolabı olmadığı dönemlerde yiyecekler tuzlanarak saklanırdı. Tuz yere dökülür kullanılamazsa yiyecekler bozulacağı için tuzu israf etmeden amacı doğrultusunda kullanmak için söylenmiş bir söz.
19-Bir kibritle üç sigara yakmak uğursuzluk.
Eskiden aylar süren savaşlarda askerler sığınaklarda günlerce yaşamak zorunda kalırmış. Yine böyle bir zamanda idare amaçlı bir kibritle üç sigara yakılmak istenmiş fakat bu biraz vakit aldığı için karşı siperdekiler uzun yanan kibritin alevinde askerlerin yerini öğrenip ateş etmiş. Sonuç malum ve bu uğursuzluk olarak günümüze kadar gelmiş.
Batıl inançlarımızın büyük bir bölümü efsanelere dayalı. Yazmaya devam edeceğim...