tüm benliğimle seni diliyorum
ve açtım ellerimi toprağa,
garp meczup
afak'ım acı
bizi indirdi tahtından arş_ı a'la..
elfida..
duy,
kulaklarımda şeytani uğultu
her dem anlatılmıyor yağmura ecel sessizliği
ve yüzyıllardır ilacı olmadı zaman
yüreğimdeki dilsiz yaralara
genzimi yakan vurulmuşluğun buğusunda..
elfida..
az yada çok,
bir kapının sabahında tükettiğim elvedalar
kaldırımların her taşında şehir yalnızlığı
dilim dudağım nasırlaştı
çepeçevre sarılırken karanlığa
ve dünya..
dünya dönüyormuydu ??
üstelik,
zeytin siyahı gözlerine
kumral ellerine kavuşmanın derdindeyken
beni gördün mü ??
olamazsın..
hiç,
hiç bir pencere açılmıyordu umuda..
elfida..
s/özü'm anavatınıdır suretinin
yokluğun ağır roman
sayfalarında,
daha kaç hakkım kaldı yaşamaya..