Senin adın yazılmıştı her kimliğime
Sen giderdin hep okula
‘ Velî toplantısı var’ dendiğinde
Bilemiyorum neden çatılırdı kaşların, ve yeşil elâ gözlerin
Siyaha dönüşürdü beni her gördüğünde
Yıllardır çözemedim bu gizemli düğümü
Bir kez olsun
duymadım bana yavrum dediğini.
Görmedim bir kez olsun sevgiyle baktığını
Okşayıp saçlarımı, özlemle kucakladığını
El öperdim bayramlarda, bu olurdu bağımız
İki düşman gibiydik,
hep savaştaydık baba-kız
Yıllardır çözemedim bu gizemli düğümü
Bir kez olsun görmedim bana bakıp güldüğünü
Severdin kardeşlerimi her an koklar, öperdin
En küçük yanlışımda
kıyasıya döverdin
Nedenini bilmezdim beni hep küçümserdin
Şu koskoca dünyada sanki bendim tek derdi n
Yıllardır çözemedim bu gizemli düğümü
Bir kez bile söylemedin
beni de sevdiğini
Karıştım ellere iki çocuk doğurdum
Düşmedim dengime gün güne sarardım soldum
Daha da uzaklaştın benden, yabancı oldun
Tepeden tırnağa özlemle, acıyla doldum
Yıllardır çözemedim bu karmaşık düğümü
Mahşerde söyle bari
be3nim de babam olduğunu
Ana över baba sever derlerdi ama
Anlamazdım ne demek istendiğini
Küçücüktüm, bilemezdim dünyada neler olup bittiğini
Bilemezdim annemin bizleri bırakıp bir adamla gittiğini
Yıllardır çözemedim bu gizemli düğümü,
Çözemedim yıllarca bana neden öksüz dendiğini
Yıl 1996 on dört Mart gecesiydi söylediler öldüğünü
Uyur gibi gitmişsin, düşünmemişsin ne dünü ne bu günü
Karşılamışsın keman çalıp-elveda- şarkısını söyleyerek ölüm
meleğini
Bir ara açıp gözlerini halamı, beni sormuşsun ’Nasıllar,
iyiler mi?’
Yıllardır çözemedim
o kahrolası kör düğümü
Ne diyeyim nurlarda yat tüm babalarla birlikte
Kutlu olsun sana da her babalar günü…
Sevinç Doğancan Güven