--Babaaaaaa dedi Efe Çağlar.Oyunlar oynadılar oğlu ile.Funda bir süre sonra elinde bir kağıt kalemle geldi yanına.Bunun ne anlama geldiğini az çok biliyordu Mehmet.Yarın misafirleri geliyordu.Evin ihtiyaçları alınacaktı.Sonra uzunca bir liste hazırladı Funda. Mahallede bulunan marketin yolunu tuttu Mehmet.Aldı listede ne var ne yok.cebindeki 100 TL yi verdi. Gerisini yazdırdı.

Akşam Mehmet’in annesi babası geldi.Yemeği kendilerinde yediler. Çay faslına geçilecekti ki, yukarıdan ev sahibi Süleyman Bey ve eşi de inmişti aşağıya. Mutfak, oturma odası ve yatak odasından ibaret bu köhne, küçük ev iyice kalabalık olmuştu. Halası Ayşegül ile Efe Çağlar oyunlar oynuyor, sohbet muhabbet koyulaşıyordu. Ara sıra oluşan sessizliği o an pekte kimsenin izlemediği televizyon bozuyordu. Yeni demlenmiş çay, herkese servis edildikten sonra çaydanlık, bu kış son günlerini yaşayan sobanın üzerine konulmuştu. Siyasetten, ekonomiden, yaklaşmakta olan kurban bayramından, alınacak kurbanlıklardan laf  uzadı gitti.Bir süre sonra okunan yatsı ezanı ile herkes oturuşunu bir düzenlemiş, ev sahipleri olan Süleyman Bey hareketlenmişti.

--Ya Allah…Haydi namaza gidelim.Bu davet üzerine Mehmet’in babası da ayaklanmıştı.Mehmet’de onlara katılması gerektiğini hissetmiş o da kalkmıştı.Üçü beraber yola koyulmuştu ki, Efe Çağlar babasının bacağına sarılmıştı.Oda gitmek istiyordu. Mehmet;

--Oğlum sen kal, bak halan küser sonra… Biraz daha büyü öyle götürürüm seni. Oğlunun biraz daha büyüyüp kendisi ile camiye namaza gelebileceği düşüncesi bir an mutlu etmişti kendisini. Artık yıldızlar gökyüzünde daha da fazla gözükse de hala soğuktu dışarısı. Sokak lambalarının kimisi patlamış, kimisi zar zor ışıtıyordu caddeleri. Ara sokaklardan hızlı adımlarla Camiye doğru yürümeye başladılar.Sağda solda koşuşturan kediler, çöplükte gezinen sokak köpekleri. Yağış olmamasına rağmen insanın içine işleyen bir soğuk. 5 dakikaya kadar gelmişlerdi camiye. Ev sahibi ve babası abdestliydi mutlak. Onlar direk girmiş namaza başlamıştı. Kendisi abdest almak için caminin çeşmesine yöneldi. Ceketini askılığa asıp abdest almak için oturmuştu ki, yanında Alamancı amcayı fark etti.Demek oda vakit namazlarına camiye geliyordu. Hızlı bir şekilde abdestini alıp içeri girmişti. Sünneti kılıp hoca ile birlikte farza geçmişlerdi. Hoca namazı kıldırıyordu ya, Mehmet’in aklı başka yerlerdeydi. Günün yorgunluğu, yarın gelecek misafirler, markete olan borç… 1 ay sonraki kurban bayramı. Kurban parası….Alamancılar… Yaşlı kadın… Buruşuk el….Altın… Bilezik … Afalladı birden.Ne oluyordu kendisine. Bu ekonomik sıkıntılar nasıl bunları çağrıştırıyordu. Namazda bile bunu nasıl düşünebiliyordu.

--Tövbeee.Tövbe diye geçirdi içinden. Namazdan gelip misafirleri yolcu ettiğinden saat gecenin gece yarısını bulmuştu.Yatağa geçti uzandı.Eşi Efe Çağlar’ı uyutmuş yeni yatak odasına girmişti.Yatağın etrafında dolaşıyor, geceliğini dolaptan çıkarıyor, oda yatma hazırlığı yapıyordu.Mehmet başını tavana dayamış, iki elini başının ardına koymuş öylece duruyordu.Bir kaç gündür aklından çıkmayan bu düşünceyi sorguluyor, kendi kendini anlamaya çalışıyordu.Böyle bir şey… Olabilir miydi? Nasıl olurdu? Ya yakalanırsa… Mükemmel bir planla neden yakalansaydı ki…Yoo olmazdı.Nasıl düşüncelerdi bunlar olacak işmiydi.Plan mükemmel plan.Kimse duymadan kimse bilmeden. Tanrı görüyordu.O her şeyi görüyordu.Ne kadar günahtı.Ne kadar ayıptı. Hiç kendisine yakışır mıydı böyle bir şey.Hem tüm bunları nasıl düşüne biliyordu.Kendisine inanamıyordu.Eşi bitirdi işini yanına sokuldu. Kıvrıldı yanına.

--Hayrola? Dedi.Ne düşünüyorsun..

--Hiç … dedi Mehmet Hiç bir şey yok.

….

 

Ertesi gün iş yerinden çıkıp eve geldiğinde kapının önünde gördüğü araba, içerdeki ayakkabı kalabalığı, beklenen misafirlerin geldiğini haber veriyordu. Yüzüne bir tebessüm yaymaya çalıştı.Kirli tozlu iş kıyafeti ile girdi içeri.

--Selamun Aleyküüüüüm. Hoş geldiniiiiz…. Dedi.Sedirin üzerinde oturmakta olan kayınbabası şöyle bir doğruldu yerinden. Mehmet Elini uzatıp öptü kayınpederinin elinden.
 
devam edecek...
( Şeytan Fısıltıları - 4 başlıklı yazı V.AliKızıltepe tarafından 26.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu