Süresi belli olan ayrılıklar vardır..3 ay, 5 ay, 1 sene neyse..Biteceğini bilirsin o ayrılığın, sayılı gün ya..Ama o ayrılık bile koyar adama..Aşkını her geçen gün daha da büyütürsün içinde..Vuslat gününü beklersin delicesine..Çünkü miladın olacaktır bir yerde o tarih..Yeniden doğmuş gibi sevineceksindir kavuştuğunda..Bir daha hiç ayrılmak, ayrı kalmak istemeyeceksindir hem sen hem de o..

Ama hayatın neler getireceğinin yanında neler götüreceğinden haberdar değilsindir ki..İşte bunun dışında bir de gerçek AYRILIKlar olur hayatında..Geri dönüşü olmayan, sayılı olmayan, büyüteceğin aşkı verebileceğin bir sevgili olmayan ayrılıklar..Vuslatı unutman gerekecek olan ayrılıklar..

Bir parçanı koparırlar ya vücudundan ondan çok daha zalimcedir…O parçayı koparacaklarına canlı canlı, direk beni koparsalar ya hayattan diye düşünürsün..Ama daha kötüsü de vardır..Sevdiğin koparır sevdiğinden bir de..İşte o zaman, işte o zaman ne ölürsün ne de yaşarsın..Bitkisel hayata girersin, beyin ölümün gerçekleşir ama bir daha yaşayamayacağını bilirsin..Kalbin atar ama beynin onun kadar istekli olmaz çalışmaya..Çünkü o yoktur artık hayatında..Onun için çalışan sadece kalbin vardır..Ve tek başına kalp, seni yaşatmaya yetmez..Fişin çekilene kadar teoride yaşıyorsundur, pratikte ise ortalıkta dolaşan ruhtan pek bir farkın yoktur..

Herşeyi bırakıp, gitmek istersin..Belki o zaman her şeyi daha kolay unutacağını sanırsın..Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur sözüne inanmak istersin..Ama daha önce öyle olmadığını görürsün..Binlerce kilometre uzağındayken bile, ulaşması en zor zamanlarda bile onun sesini duyunca nasıl mutlu olduğunu, nasıl rahatladığını hatırlarsın ve bunun da anlamsız bir maceradan ibaret olacağının farkına varırsın... Zaten gerçekte o kadar cesaretin de yoktur çoğunlukla..

Eski aşklarını hatırlasın sonra... Onları nasıl unuttuysam bu da iyi ya da kötü anılarda kalır dersin..Ama hiçbirini onun kadar sevmediğin gerçeğini unutamazsın... Ne yapacağını bilmez hale gelirsin..

Çok cesursan ölmeyi düşünürsün..Ama o canın sana emanet olduğunu da biliyorsundur..Zaten inancın varsa bu düşünce sadece şöyle bir gelir geçer..Kim uğruna dersin..Can’ı veren de O, alacak olan da O’dur..

Arkadaşların öğrenir durumu..Gereksiz teselliler başlar yavaştan..” Unutursun be oğlum, harap etme kendini bu kadar..Hem seni o kadar sevseydi seni bu duruma düşürür müydü?” Hadi o sevmedi diyelim..Benim sevgim ne olacak? demez misin? Dersin tabi..Öyle bir dersin ki, gözlerinde birikir yaşlar, tutarsın, tutarsın..Bir yere kadar..Ondan sonrası hiç dinmeyecekmiş gibi boşalır gözlerinden yaşlar..Ömrünün sonuna kadar ağlayacağını sanırsın..O da diner bir şekilde..Tabi daha sonra aklına geldikçe, için doldukça tekrar tekrar ağlarsın..Hıçkıra hıçkıra..Ağlarsın, açılamazsın..

Günler geçer nefret etmek istersin seni bu duruma düşürdüğü için..Sonra çekmeceni karıştırırken kağıda yazılı bir not bulursun, ya da fotoğraf..Bakakalırsın..Dalarsın..O günü hatırlarsın..Birbirinizi ne çok sevdiğinizi hatırlarsın..Artık hiçbir şeyin o zamanki saflıkta olmadığını bilirsin..Çünkü kozlar paylaşılmıştır artık..Aşkta da kaybetmişsindir, kumarda da..Aslında aşkın bir kumar olduğunu bilmezsin..Hem de ömrünün sonuna dek sürecek bir kumar..

Oynaması günah olmayan tek kumar budur belki de..Ama bunun yanında acısı en büyük olan kumar da, sevinci en büyük olan kumar da AŞK’tır hayatta..

Bu kumarı oynamak sana kalmış..
Şeytanınız değil, meleğiniz bol olsun…

( Zordur Ayrılmak Sevgiliden başlıklı yazı slmndmrzn tarafından 1.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu