Salına salına ne hoş geliyordu
Tesadüfünü sevdiğim hicret
Koltuğunun altına saadet taşıyordu
Adım atışları b/aşka mürüvvet
Say ki; coğrafyası farklı cennet
Eğildim, avuç içlerini öpecektim
Parmakları şiir kokuyordu
İzlerini silmeye kıyamadım
Alnına ıslak buse kondurdum
Bahtına bir nebze ortak oldum
Yetimliğime sığınıp, göğsüne yaslandım
Çıkardı koynundan sadakat bahşetti
Boynuma taktım bergüzar künyesini
Üç kanadına dördüncü oluverdim
Bize bu masum duygular çok yakıştı
/Çenesine sokuldukça gördüm ki;
Ağustosun cilvesi yazgısına değmiş belli
Yorgun masalının yalnız kahramanı
Tam ortasından kırılmış gençliği
Kirpiğinden beş damlada süzüldü ıstırabı
Buz tutsun göğsünü delen sancı!
Emdim sesinden Görkemli nefesini
Çıkardım göğsünden tek tek dikenleri
Uğurlu bir tılsımın en yalın hali
Bir Görsen işte o anı,
Gülüşünde boğuldu güneş ışıkları
Değerdi yüreğine, her şey değerdi/
Heyhat diye inledim, hemen oracıkta
Bakışlarında kalakalsam yüzyıllarca
Yavru kuş misali konduğum omuzlarına
Başımın gölgesi öylece duruyor hala
Marmara’nın gökçesinde oyalanırken
Muhabbetin büyüsüne bandım
İyot kokularını içine çekerken
Çeldim aklını dudaklarının arasından
İstasyonunun tebessümlü çağrısında
Aşırdım müjdeleri soluğundan
Bir miktar farklı cennetimin
Sevgi limanında el salladım ardından
Her nerde olsan bendesin
Yanağımda pırıltı bıraktın…
Adı Sevgi olana.. Sevgimle birlikte..
Nazlı TOLUN