Ney inletir zamanı, neyin sırrı hep hasret;
Etrafımı kuşatır simsiyah koyu nefret;
Dinmeyecek mi yaşlar, bitmeyecek mi hicret?
Neyim durmuş hicrana, bülbülüm çiy derdinde;
Neslim koşar hüsrana, işleri toy derdinde.

Bezm-i elestten beri gönül vermişken aşka,
Niçin eğilmezsin sen önündeki nur şavka?
Dinsin artık yaşların, itibar getir meşke,
Neyim durmuş hicrana, bülbülüm çiy derdinde;
Neslim koşar hüsrana, işleri toy derdinde.

Zamanın perdesinde çözülsün sûzinaklar,
Yağmur gibi zikirle aşka doysun kucaklar,
Bahçelere can gelsin, titresin hep dudaklar,
Neyim durmuş hicrana, bülbülüm çiy derdinde;
Neslim koşar hüsrana, işleri toy derdinde.

Ey Pervâne, açmaz mı bağında menekşeler ?
Ne zaman toplanacak çağından endişeler ?
Yeniden gelecek mi, gelecek mi neşeler ?
Neyim durmuş hicrana, bülbülüm çiy derdinde;
Neslim koşar hüsrana, işleri toy derdinde.


( Neyin Sırrı Hep Hasret başlıklı yazı pervane tarafından 22.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu