Avucunda tuttuğun hırçın kuş gibi hayat
Gelmez fazla sıkmaya, ne özgür bırakmaya
Bir anda unuttuğun, kurşun ömür’e inat
Değmez geçmiş yıkmaya, geleceği yakmaya
Ömürden kopartılan lokmacık ekmek gibi
Gözünden çıkartılan, sokmacık mertek gibi
Yüzünden kabartılan, yapmacık döşek gibi
Değmez geçmiş yıkmaya, geleceği yakmaya
Sende belki de her şey, farkına varmıyorsun
Özde var ki de bir şey kendine sormuyorsun
Elde var ki de bir ney, gönlüne çalmıyorsun
Değmez geçmiş yıkmaya, geleceği yakmaya
Ömür kezzaptan olsa, yaksa düştüğü yeri
Lav olup sanki aksa, eritse bedenleri
Tüm umutlar ham kalsa, bitirse hayalleri
Değmez geçmiş yıkmaya, geleceği yakmaya
Ne kadar sarılsan az, bedende iken hayat
Senden istenen biraz, göstereceğin sebat
Fırtına ömre yok naz, sevgilerse çok hoyrat
Değmez geçmiş yıkmaya, geleceği yakmaya
25.11.2008
Necati ŞİMŞEK
Ankara