(ölü yüzlü)   Suskunluğun bittiği yerde başlar bu hikaye… taş duvarların altında, nefesimim kalbime hükmettiği anda. Adı çaresizliktir; gözbebeğimin kanlı sarısıdır o büyük çığlık. Ve ellerim utangaç uzanamaz gün ışığına, gurur değildir bu, bu bir mahçubiyet, bu bir bin kaygı.

      Derler ki aydınlığa çıkar her karanlık. Karanlığın gizinde saklıdır varlık ve sarsılmaz farkındalık. Avuçlarına ufalandı mı  sessiz bir çığlık; damağındadır artık acımtırak bir yalnızlık. 

(Öfkeyle)      Kim kalkar ayağa, kim söyler o sözü, hey bu günlerin karayazısının dile getiren şehirdeki serseri, kimsin sen, nereden bilirsin.. nereden görürsün karanlığın içinde büyüyen gözbebeğimdeki sarımtırak lekeyi ve nasıl bulursunda bu cesareti söz söylersin şehrin meydanında. Kaygın kimedir, halkımı korursun yoksa vicdanının kör kuyusundan kurtuldunda mı geldin bu sokaklara. Kimsin.. nerelisin.. nesin! Acıdır sözlerin, gerçektir bir o kadar…( çaresiz) bulutların kapanıpta uğursuzluğun ortasına, şimşeklere yol verdiği doğrudur. Şehri bir uçtan diğer uca saran bu lanet, insanlara öfkeyi, sevgisizliği sorumsuzluğu ve ihaneti bahşetmiştir. Dağlar bile sırt çevirmiş ovaya, ovalar suskun dereler durgun gökyüzü teslim olmuş bu büyük fırtınaya.

(büyük bir öfkeyle başlar söze)            Bu günlerin karayazısını dile getiren şehirdeki serseri, bizlerden ne istersin şimdi . Adı çaresizlik demedim mi ? bu ufacık insan aklımızla, insan kaygılarımızla hangi fırtınaya karşı durabiliriz, hangi rüzgara, hangi suskunluğa…. Herkes kendi derdinde, satmış vicdanını “insanca yaşamak” diyor adına. Hangi insan, hangi silüetle… çıldırmamak işten değil…

(sadakat ve çığlıkla biter söz)İnanırım sana yabancı inanırım sen avuçlarıma ufalanan sessiz bir çığlıksın.  Yalnızlığımın ve çaresizliğim  dediğim zor anlarımda karanlığın ortasında duran vicdanımsın. Soludum seni, damarıma kadar işleyen bir cesaret ve hırsla. Karşı koyuşlarım kendime, duruşlarım.. vuruşlarım.. anladım. Bir söz gerek şimdi bana , suskunluğun bittiği yerde güçlü bir söz  insanca yaşamak “ adına… insanca yaşamak .. insanca!

 
( İnsanca... başlıklı yazı fusun--ardic tarafından 9/9/2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.