biz seninle bir sonbahar sabahı tanışmıştık...
dökülen kuru yapraklar arasında sen;
sen yeni yeni yeşeriyordun...
sararmamıştı benzin ve henüz yeni biri için
fazla güzel gülümsüyordun , etkiliyordun...
ara ara gözlerim ilişiyordu sana,
yakalanmaktan çok utanıyordum...
yanaklarımı eylül tokatlıyordu çünkü,
sende acımazsın diye çok ; çok korkuyordum...
hatırlıyorum çünkü,
biz seninle bir sonbahar sabahı tanışmıştık...
kalabalıktı etraf, ama yalnızdım ben...
bir fincan kahve , kültablası ve büzülmüş bir kaç izmarit,
ve karsımda boş bir sandalye...
sanki benimle birlikte o da bekliyordu seni...
derin ağrılar iniyordu mideme ,
garsondan bir kahve ; bir kahve daha istiyordum,
rüzgarı çok seviyordum,
kokunu ulaştırıyordu bana ve saçlarını okşuyordu yerime,
hatırlıyorum çünkü,
biz seninle bir sonbahar sabahı tanışmıştık...
Hesap gittikçe büyüyordu şu sen manzaralı kafede,
ben baktıkça gözlerine daha sert esiyordu rüzgar,
kıskanıyor muydu ne ?
ve baktığımda telefona bir çok cevapsız arama,
"nerdesin " diyorlardı ; adını bilmiyordum ki,
yalan söylemekten çekiniyordum,
kızardığım o anları unutamıyorum ,
hatırlıyorum çünkü;
biz seninle bir sonbahar sabahı tanışmıştık...
erhan karaman/sonbahar sabahı