KİLİM
Istar ağacında kilim dokudum,
Kilimi dokurken türkü okudum,
İç içe giydirdim rengi deseni,
Her rengin içine sevgi dokudum.
 
İpi kulaç ettim dalbara astım,
Sonra menik ettim kalbura bastım,
Bindallı kilimi dokumak kastım,
Iydım ilmeğine sevgi dokudum.
 
Karşıma sallayıp süzdüm örneği,
Elimde girgene dizdim örneği,
Mektup yazar gibi yazdım örneği,
Motifin üstüne sevgi dokudum.
 
Birisi seleser, biri oymalı,
Biri koç boynozu, biri burmalı,
Sol yanı yelenli, sarı sırmalı,
Aynalı kilime sevgi dokudum.
 
Çuhaya eşledim mor kadifemi,
Türküde beğendim al Fadimemi,
Nice nağmelerde gönül sevgimi,
Ezgiye ram ettim sevgi dokudum.
 
Çomçalı kilime çektim tilifi
İmece getirdim komşu Elif’i,
Kara döşemeye ördüm zilifi,
Kirkitin ucunda sevgi dokudum.
 
Erişin ucuna tuttum kücüyü,
Yanıma çağırdım gelin bacıyı,
Hele bir çağırın karlı sucuyu,
İçtim buzlu sudan sevgi dokudum.
 
 
Rabia BARIŞ
 
Istar: Kilim dokunan tezgah
Kulaç: Kilim ipinin boyanmaya hazır olan hali
Dalbar: Çamaşır vesaire sermek için bir yerden bir yere gerilmiş ip
Menik: Küçük parçalar halinde iplerin eriş arasına geçecek şekilde hazırlanışı
Bindallı –(mindallı): Kilimin model adı
Iymak : Kilim ıymak ilk hazırlık tezgaha geçmeden önceki hali
Girgene: Kilimi dokuyan demirden yapılmış alet.
Seleser, oymalı, koçboynozu, aynalı, çomçalı bunlar kilimlerin model adları.
Tilif : Motiflerin kenarına çekilen ince sürmeli çizgi, zilif Genç hanımların yanağının üstüne süsledikleri saç parçası (zülüf)
Yelen: Yüklük kilimlerinde bir tarafına özellikle konulan farklı bir model
Kirkit:  Girgeneden daha büyük, ucu tarak gibi olan, demirden yapılmış kilim dokumaya yarayan bir alet.
Çuha: Giyside kullanılan kumaş, siğ giyside bir parçaya verilen isim
Kücü: İp ağacında önemli bir yer tutar, ıygılanmış eriş kücülenmeden dokumaya hazır olmaz.
Karlı su: bir zamanlar buzdolapları yoktu. O günlerde ağustos sıcağında bazı kimseler Emirdağ’dan eşeklerle kar getirip heybelerde, sepetlerde muhafaza ederek bu şekilde soğuk su satarlardı, çokta alıcısı bulunurdu.
Kilim dokurken rengarenk kadife elbiselerimizi giyerdik, Emirdağ’da ellili yıllarda al Fadime’m türküsü pek meşhurdu, hem dokur hem söylerdik. Kilim başında Emirdağ türküleriyle ezgilenirdik. O yıllarda televizyon yoktu, radyo çok nadirdi biz kulaktan kulağa aktarılan türküleri söylerdik. O türkülerden şimdilerde meşhur olanlar var. Harmana sererler sarı samanı, Al Fadimem, Emirdağlarına kara gidelim, Emirdağ’la şu Urfa’nın arası, Gacerli çeşmesi gibi daha pek çok Emirdağ türküleri günümüzde söylenmektedir.
 
Bu kilimi ve pek çok benzerini ben ellerimle dokudum. Rabia Barış.
 
( Kilim başlıklı yazı Rabia Barış tarafından 21.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu