Saçlarım dağınıktır görmeyince yüzünü
Yokluğunda çöllere dalıverdim sultanım
Ezber yaptım beynimde fısıldayan sözünü
Geceleri rüyama alıverdim sultanım
Dudağımda belirdi tatlı bir gülümseme
Yokluğun fazlalıktan kalıverdi keseme
Bitiversin acılar kanasa önemseme
Sensiz keş zamanları satıverdim sultanım
Gülün öpüşü gibi yanağımdaki izler
Elimin kıvrımları senden hatıra gizler
Yaralanır önünde aşka düşünce dizler
Yollarında pervane oluverdim sultanım
Kahpelik pusu kursa düşlerimin önüne
Belensin mektuplarım yokluğunun dününe
Adakları adadım vuslat yazan gününe
Sensiz loş odalara dalıverdim sultanım
Ayaza düşer kalem susar sessiz heceler
Kan oturur gözüne şafak olur geceler
Ardından ağıt yakar sonra satar niceler
Kalabalık içinde kalıverdim sultanım
Döküldüm yollarına acımı bilmez felek
Yüzümü sürdüm yere falda çıkmadı dilek
Attık şöhret göyneğin giydim yamalı yelek
Nefsimi binbir kere yuyuverdim sultanım
Kocaman evrenimsin gözlerine bakınca
Sevdanın mendilini yüreğime takınca
Varlığından gayrıyı ateşimle yakınca
Şol benlik kavgasından kaçıverdim sultanım
Zekeriya EFİLOĞLU
Gaziantep
Ekim/2011