Sırtımızdan inmedin az versek feryat ettin
Bu muydu karşılığı sana yazıklar olsun
Fark etmedik şeklini yer altında mı bittin
Sezmedik cinliğini sana yazıklar olsun
İstedikçe istedin sadece ene dedin
Üç beş somun yetmedi kocaman deve yedin
Zevkle adam satmayı mesleğinmiş belledin
Bilmedik hinliğini sana yazıklar olsun
İyi bir şey demeye varmıyor gayrı dilim
Cellât olsam boynundan inmeyecektir elim
Yeter artık çevirdin bunlar kaçıncı filim
Duymadık finliğini sana yazıklar olsun
Adam belledik seni yiğitçe arka durduk
Etrafında dolaşan şeytanları da vurduk
Sonunda kötü olduk mezarlıkta bulunduk
Görmedik kinliğini sana yazıklar olsun
Yalakalık uğruna sattın tüm dostlarını
Melek olursun belki giy şeytan postlarını
Yağcılıkla tavlarsın kendinden üstlerini
Almadık binliğini sana yazıklar olsun
Saklandın karanlıkta gizledin niyetini
Zamanı gelince de kestin hep biletini
Yedin yedin doymadın leş hayvanın etini
Giymedik gönlüğünü sana yazıklar olsun
Ne oldu ne verdiler şu üç günlük dünyada
Yarandın mı satarak işin çok zor gayyada
Utan artık hayalin görünürse aynada
Çalmadık önlüğünü sana yazıklar olsun
Devir değişti dedin tanıyoruz yüzünü
Diz çök bir de öpüver unutursun sözünü
Zannetme kurtulacak oyacaklar gözünü
Satmadık hanlığını sana yazıklar olsun
Az kaldı gideceksin bakamadan arkana
Yamuk yaptığın herkes yapışacak yakana
Sözlükte kahpe denir dosta kurşun sıkana
Sevmedik yanlığını sana yazıklar olsun
Hiç titremedi mi ki kırılası ellerin
Haklı çıkarmak için konuşmasın dillerin
Bahçeni talan eyler büyüttüğün fillerin
Saymadık günlüğünü sana yazıklar olsun
Not: Gaziantep'teki bazı kişiler için yazılmıştır...
Zekeriya EFİLOĞLU
Gaziantep