Geçenlerde öğrencilerin çokça olduğu bir cafede oturuyorum. Eski öğrencilerimden bir tanesi elime şiir uzattı ve:
“Hocam, inceler misiniz ? “ dedi. Hemen yakın gözlüklerimi takıp incelemeye koyuldum. Daha şiirin yarısına gelmeden: “ Hocam, şiirimi nasıl buldunuz? “ diye söylemez mi? Sadece tebessüm ederek cevap verdim.
Bakın Dostlarım,
Şiir nasıl emek isterse, yorum da emek ister. Baştan savma yapılacak olan yorumlar, sahibinin ufkunu hem daraltır hem de karartır. Önemli değil az yorum yazalım ama yazacağımız yorumlar sahibinin ufkunu açacak nitelikte olsun. Şiirimize yirmi yorum geleceğine beş yorum gelsin hiç önemli değil. Önemli olan yazacağımız yorumların kalitesini arttırmaktır. Kaldı ki sitemizde kaliteli yorumlar yapan dostlarımız var. Bunlardan iki tane örnek verebilirim: Mehmet Demir ve Vedat Keleş…
Yalnız burada anlattıklarım yanlış anlaşılmasın. Uzun uzadıya paragraflarla yazmak demek, kaliteli yorum yazmak demek değildir. Bazen tek kelimelik yorum dahi karşımızdakinin ufkunu açabilir. Benim anlatmak istediğim, sonuca çabuk gidilmeden şiiri uzun uzadıya incelemektir. İncelediğimizde yazacaklarımız yerinde tespitlerle daha doğru olur ve yorum da amacına ulaşır.
Değerli Dostlarım,
Hepimiz şiir yazmak için kendimize özel zaman ayırıyoruz. Gündelik hayatımızın bitip tükenmeyen telaşları arasında boğuşuyoruz. Bu zaman ayırma, bazılarımızda çok fazla, bazılarımızda daha az. Zamanı kullanabildiğimiz oranda dediğim gibi yorumlar yapılırsa, birbirimize yardımcı olmamız biraz daha kolaylaşacaktır.
Yorumu takip eden muhatap kişi, güvenilirliğimizi görecek, bizi farklı bir gözle değerlendirecek ve yazdıklarımızın da gelişmesine yardımcı olacaktır.
Ancak;
Doğru düzgün okumadan laf olsun torba dolsun misali, sadece kendimizi tatmin etmek uğruna olumsuzlukları sıralamaya kalkacak olursak, kişileri incitiriz, bu da bize ve muhatabımıza hiçbir yarar sağlamaz.
Bilgiyle donanımlı olan bir insanın yaptığı olumlu/olumsuz her türlü eleştiriye hayatım boyunca saygı duymuşumdur. Onların görüşlerinden yararlanmış ve engin tecrübelerinden gönlüme damla damla fikirler zerk etmişimdir.
Ama dediğim gibi kısır döngüler içinde muhatabına hiçbir fayda sağlamayan ve üstelik onun şiirden soğumasına vesile olanların eleştirisine hep kendimi kapatmışımdır. Bundan sonra da kapatmaya devam edeceğim.
Özellikle göreceli konularda “ Sen de bunu yap. “ diyenlere de hep soğuk bakmışımdır. Zaten göreceli konularda, hepimiz aynı şeyleri ifade etmiş olsaydık, şiirlerimizin hepsi de aynı tornadan çıkmış gibi olurdu.
Halbuki üslup farklılıklarımız, bizim bir bakıma zenginliğimizdir.
Değerli Dostlarım,
Bir de şu ayrıntı var. İlle de bütün şiirlere “ merhaba “ demek zorunda değiliz. Elektrik alacağımız şiirler olabileceği gibi, elektrik alamayacaklarımız da olacaktır. Bu, gayet doğaldır. Diyelim ki okuduğunuz bir şiir –size göre – itici geliyor olabilir. Böyle bir durumda ille de yorum yazıp, muhatabınızın kalbini acıtmak zorunda değilsiniz. Yorum yazmadan okuyup geçersiniz. Sonuç da ne şiş yanar, ne de kebap…
Ama günün birinde muhatabınız “ Niçin benim şiirlerimi yorumlamıyorsunuz? “ diye sorarsa, siz de sebebini münasip bir lisanla anlatırsınız. Yani kırmaya, incitmeye hiç gerek yok bence.
Hepimiz amatör bir ruhla şiirlerimizi vücuda getiriyoruz. Karşılığında beklentimiz olan tek şey var: BEĞENİLMEK…
Siz ne derseniz deyin. İsterseniz bu konuda roman yazın. İnsanın içindeki bu duyguyu söküp atamazsınız. Öyleyse olumsuzlukların altını çizmekten çok, muhatabınızda güzellikler arayarak yapacağınız yorumlar paylaşımı ve dayanışmayı daha da çoğaltacaktır. Çirkinlikleri göstermek herkes için çok kolaydır. Ama güzeli göstermek zordur. Önemli olan da zoru seçmektir. En kötü şiirden bile güzellik çıkarıp muhatabınızın eline vermek, onu daha da heveslendirecek ve yazdıklarının çıtasını yükseltmesine vesile olacaktır.
Her an için şiir ve muhabbetle kalın. Ömer Öner ( Emekli Türkçe Öğretmeni )