Bizim hem içimizi, hem de dışımızı kavuran
sıcak günlerin ardından sonbahar mevsiminin kendini göstermesiyle birlikte bugün
yeni bir heyecana daha tanık olacağız.
Sokaklarımız, caddelerimiz pırıl pırıl
çocuklarımızın cıvıltılarıyla dolacak. Zaman yine başka bir zaman, yürekler
yine başka bir yürek olacak.
Bu duygu atmosferini öğrencilik dönemimle
birlikte tam tamına kırk sene yaşadım. Dile kolay değil mi dostlar!
Hayatımın en mutlu anları, okulların açıldığı
ilk günlerdi. Hayat bana kimi zaman sillesini vursa da, hep o ilk günlerde
umudum taptaze dururdu. Umudu hiç örselemezdim. İnadına umut derdim kendi
kendime.
Çocuklarımın okul bahçesinde sıra oluşları ve
hep birlikte İstiklal Marşını söyleyişleri, daha sonra koşuşturmaları, sınıfa
girişleri, sınıfta yüzüme sıcak sıcak bakışları gözümün önünden hiç gitmez.
Emekliye ayrıldığım günden bugüne, okul açılışının ilk kareleri hala hafızamda
müstesna bir yer tutar, tutmaya da devam edecek.
Hani yaşayan bilir derler ya… O duyguyu
tatmayan, o karelerin içinde olmayan kelimelerle anlatamaz bunu. Bu, çok farklı
bir duygu hele hele benim gibi emekli öğretmen için. Şimdi de aynı duyguları
yaşamanın verdiği saadet sarhoşluğu içindeyim.
Gerçi şu anda yeni bir sisteme geçişin
verdiği (4+4+4) şaşkınlık,kargaşa ortamı içinde güzellikleri anlatamamanın
verdiği sıkıntılar da çok büyük ama güzeli anlatmak için, güzeli yazmak ve
konuşmak gerekir.
Yazımın bu bölümünde meslektaşlarıma
seslenmek istiyorum;
Saygıdeğer Meslektaşlarım,
Problemlerinize yürekten katılıyorum.
Üstlendiğiniz vazife hem zor, hem de sorumluluğu ağır bir vazife. Karşınıza dağ
gibi engeller çıkacak elbette. Bu engelleri yılgınlığa düşmeden, umudu
örselemeden aşmalısınız. Genç nesiller sizden bunu bekliyor. Milletimizin
asırlardan bu yana bütün dünyaya emsal olmuş meziyetlerini ve hasletlerini
çocuklarımıza damla damla enjekte etmelisiniz.
Bu üstlendiğiniz vazifede şu anda belki aynı mekânda
sizlerle bir arada değilim ama başınızın sıkıştığı her an, yanınızda olduğumu
unutmayın.
Değerli Öğrencilerim,
Öğretmenleriniz birer bahçıvan, sizler de her
daim açan ve koklanan bir gülsünüz, bunu unutmayın. Geleceğin yapı taşları
sizler olacaksınız. Bizler, bu güzel ülkeyi sizlere emanet edeceğiz. Gözümüz
arkada kalmasın çocuklar.
Bütün meslektaşlarımın ve sevgili
öğrencilerimin yeni öğretim yıllarını gönülden kutluyor, çalışmalarında engin
başarılar diliyorum. Ömer Öner ( Emekli Türkçe Öğretmeni )