Kendimiz olmaktan başka her şeye benzeyen yaşamlarımız ne kadar da boş ve sıkıcı, Bir sürü korkuyla sarmaş dolaş yaşamak ne korkunç, gerilim esiyor artık “sabahınan esen seher yeli” bitti.

Her an öldüresiye kirlettiğim hislerimin beni terk etmemesi için yalvarıyorum, onlar da çekip giderse ne yaparım, onlar varsa uğruna canlar feda edilen renklerin uyumu çok kolay sanki ve o zaman şiddet, hırs, gibi olmaz olası kelimeler çok çirkin.

Nasıl muhafaza edilir bu tarafsız paye bir sürü gürültüden, gazocağı tamircilerinin yerini çoktan modem tamircileri alsa da sıyrılıp bir bakınız “belki tabiattadır çaresi” belki bir güvercinin nazlı adımlarında, bel ki de akrebin iğnesinde acılı bir dokunuştadır bilmiyorum.

Sevgi ye uğramadan uzanan yollar çıkmaz sokak, onsuz menziller uçurum, onsuz gökyüzü sarkıt dirkit,..başını kaldırmadan örmeye kalksan paçavra dokudukların, şimşek gibi ışıtsan göremezsin bir çift gözün sana adanmış bakışlarını ve ısıtsan da volkan misali yedi düveli ateşinle yine de üşürsün iliklerine kadar, Fırat ile dicleyi birleştirsen avuçlarında yangın yeridir ciğerlerin kandıramaz seni kar dolu maşrapalar. Bilemezsin yönetmenliğini yaptığın filmin sonunu, metrelerce negatif yetmez başrolünü oynadığın dizilere.

Neden özlüyorum İlan-ı aşklarımı Ümit Besen şarkılarıyla sana anlatmaya çalışırken kaset sarmasın diye dua ettiğim günleri, neden titriyorum yeryüzü yangınyeri iken, neden açım kendi yavrularımı bile yemişken, rengarenk yapıtları izlerken neden özlüyorum salı akşamlarının Sadri Alışık filmlerini

Çok şeymi istiyorum, çatlarcasına tahammülsüzlüğüm garip mi bu kadar çirkin oynanılan rollere, hayata maskelerini takmadan birkaç saniye bakamayacak kadar korkanlara dizlerimi dövmem bu kadar anlaşılmaz mı, Kan kırmızısından başka renk tanımayan bakışları bulanık, bir o kadar kara yürekleri, insan olmanın çok ötesinde olana isyanım çok mu acayip,

Hayır değil !..diyecek birini bekliyorum çatlarcasına; söyleyemedim, kör etti gözlerimi pazar tesi sendromları, taksit taksit streslerim birikmişti, büyükbabamdan saklanmam gerekiyordu korkuyordum, …vs.fobilerim sarmıştı ruhumu, dikenli tellerle bağlanmış gibiydim, her yönde özgürlüğüme infilak etmeye hazır bir sürü ses, nefes vardı söyleyemedim.. diyecek birini

O geldiğinde haykıracağım paslanmış gönüllere, kanayan hafızalara, set çekilmiş duygulara anlatmak için neyim kaldıysa onunla duyuracağım hissettiklerimi, çığılıklarım kırbaç gibi şakılayacak adeta ; ne olur dinleyin üstüm başım kirli, parmaklarım yara-bere, toz duman saçlarım ve çürümüş dilimle haykırıyorum yine de dinleyin ne olur..

“Dünyayı Güzellik Kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak her şey”
( Sevgi Esintisi başlıklı yazı g.suleyman-- tarafından 4.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu