Gönlümün yan cebine koyduğunuz rüşvet yetmedi ısıtmaya ruhumu zira ömür satırlarımın yazıldığı defter veresiye aşklarla kabarık, mumdan kalelerdeki ışıltılar dolaşıyorken hüznümün yörüngesinde şehrin kıpır kıpır yakamozlarına umutsuz gözlerle bakar oldum, Karabasanlarım gitgide uzaklaştırıyor huzurlu bebek kokularından, kaybolmuşluklar serpildi nefes aldığım kuytulara, dilberler pusudan hiç kalkmıyor her sekinin ardında, adımlarım düğümleniyor vuslatımın uzağında, ensemdeki dipsiz karanlık gökyüzüne hasret.. boğuluyorum gözkapaklarımın altında.

Bir tepenin üzerindeyim buz gibi esintili ve sisli, tek yöne bakışlarımın yanağına şaklıyor rüzgar, uğultulu,. yılgın bakışlarla seyrediyorum aşağıdaki kalabalıkları ve tükürüyorum; bumudur çağları yakan insan , bumudur elagözlerine ömür satılan suçlu, küçücük molalarla uçup giden kalabalık nefesler bunlarmı

Oysa nehrin berrak ve dingin sularında kağıttan gemilerle hafifçe uzanmak vardı bilinmezliğe, hasreti duymadan gurbete yol almak vardı sancısız.
Bir gökkuşağı altında acı soğanı ezmek vardı kaygısız.
Yalınayak yürümek vardı kil renkli kumlarda fütursuz.
Muş’lu ağaç gövdelerine gözünle dokunmak vardı acısız.

Çocukluğunda kalmış uçurtmalara özene bezene öksüz kalmak yaşamda.. yazık
Vahşet haberleriyle harabeye benzetmek her geceyi delik deşik bedenlerle.. yazık
Doğuştan tek kanatlı, kuşlar bile hilkat garibesi, avcılar şaşkın en kudretli tuzaklarıyla.. yazık
Hiç kan görmemiş gibi kırmızıya vurgun, ona hasret bembeyaz gönüller.. yazık
Senli benli olduğumuz şehir istemiyor seni ve beni usanmış şerrimizden.. yazık
Her kapı tokmağında parmaklarım eziliyor yüzüme bakmıyor evin yalnız sahibi.. yazık

Sevdaları hatalı solladım galiba, çok yürek eskittim gitmelere, saçmalamam bu yüzden. Akşamın hüznünde yaptığım şakalar ıslatmadı yürek yangınlarını, bocalamam bu yüzden.
Kıyamıyorum sevdalarıma içinde bir damla sevgi var ümidiyle, sorunlarım bu yüzden.
Her bahar akşamı ona rastlamak, yeniden savrulmak her sonbahar akşamında, acı çekmem bu yüzden.
Dalgalanıyorum, sürükleniyorum, rotam belirsiz, ne yelkenim kaldı ne de direğim, batıyorum bu yüzden.


( Mevzu Derin başlıklı yazı g.suleyman-- tarafından 8/8/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.