güneş duvağını çekince gecenin teninden
deniz giyinir saçların engin sularında
meltemler gamzelerine usulca sokulurken,
bir tebessüm ilişir uçmaya nazır teleğine
ve sen gibi kokan yosun dolar
kirpiğinin uçundan dökülür eteğine
kabına sığmayan hırçın dalgaların
somurur dağların yamaçlarını
girdabında nice kirler s/aklanır
anaforunda gizli saklı aşkların
korsanlar çalar bazen en güzel yarınlarını
göçmen kuşlara emanettir sözlerin
uzaklardan eser tan yeli hasretin
kalbine işleyen hazin ok misali
kanar usulca dalgaların
çakıl taşlarında yazılı kalmıştır adın.
kırık sandalların çıpa’sı batar bazen sol yanına
yüzdükçe tenini narin bedeninden
tuz basar zonklayan onmaz yaralarına
yakamozlar valsıyla toplarken eteğini
aşkını kusar hırçın dalgalar
savrulur lime lime teyemmüme durmuş kumsallar
ve aşk dolar yüreğin gün görmemiş odacıkları
uçuşunca el ele masum martılar
güneş küskün,
yağmur ağlamaklı,
rüzgâr hırçın vurur tokadını
maviş maviş bakan mağrur gözlerine
bu aşk!
ay tutulmasına gebe
rüzgâr – deniz, güneşin doğum sancısı
sen ve biz…
17.10.2011..DENİZLİ
ÜMMÜ AŞCI