bir göz odamız, bir de ahşap sofamız, kıl çuldan perdeyle ayrılmış arpa ambarımız, acısını dışına sızdıran tulukta asılı yağımız, karanlık odamızı aydınlatan kulpu kırık kandilimiz, birde isli çaydanlığımız vardı bizim.
isli çaydanlık! her sabah günün ilk ışıklarında alın yazısına yakılan ateşe sürerdi gözlerini. içindeki gizemiyle kaynardı yüreği çocuk nefesimle karıştırdığım külleri
kaynar/ kaynar… kimi zaman, soğuk odamızı ısıtır kimi zaman, tarhana çorbasını ıslatır kimi zaman da; katık olurdu yoksul aşımıza sabah akşam yediğimiz kahvaltı sofrasına…
koyun- koyuna yatardık! ana- baba kardeşler… (babamın munzur düşleri depreşirdi arada) -dur bey çocuklar uyumadı sesleri gelirdi sessizce içimizde derin sızı depreşirken yoksulluğa geçerdi rüyaların tatlı meltemi çocuk bedenlere ayaklarımız buz kesmiş gibi soğuk ocakta yanan meşeden kütük ısıtırdı ancak kendini ve üstünde çilesine kavrulan isli çaydanlık
öyle ya! jakuzi, saunamız yoktu o zamanlar toplanırdı mahalleden kadınlar yükler kirlilerini katır yüklüne sırtına sardığı yine isli bir kazan dere kenarına “yunmaya” giderlerdi tokaçları ellerinde azıkları bellerinde yırtık çarıklarından sızan hayat kil torbalarından süzülürdü ak kirliğe mekân tutmuş alın teri gök sabunla yıkanırdı mis gibi narin teni dökülen belki yoksulluk belki de emeğin ödenmeyen diyeti
gün boyu çekilen acı dramın başrolünde oynardı hep bizim isli çaydanlık yüzüne sürülen karaya inat hiç bitmez çilesi kaynar da kaynar…
akşam kurulan dost sohbetlerinin yüzünü güldüren kestane/ mısır eşliğinde dostluğa kardeşliğe sevgiye içilen sıcacık bir demli çay olur yoksulluğa inat dışında ki kirine aldırmadan tertemiz yüreğini ikram eder her gün- her gece kaynar…. kaynar!
( İsli Çaydanlık... başlıklı yazı Ümmü AŞÇI tarafından 25.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. ) Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.