Son Hıçkırık
Son hıçkırıkta bitti bayım geç kaldınız
Üryan duyguları toprağa gömmüşler
Ense tıraşınız sapkın kesilmiş
Toprağı öpseniz de güruh yalnızlığınızda
Bir damla yokluğunuzu mahşerinize sermişler.
Derinti sızılarınız tırnak arasında keyfe kederken
Kaşımak vardı en onmaz yaraları
Kahve molası dudağınızda
Kitle imha silahı uçuk zonklaması dokunur
Yarısı kırlaşmış şakağınızın ortasına
Gün ortası dehlizinde seksek oynar çocukluğum
Hanidir el basmamıştınız iman tahtanıza bayım
Bin bir suratlı maskeniz de düşmemişti
Künyeli sevginize çanak tuttuğunuz yıldızlar
Eylül kırıntısı yüreğinizde
Nûn esreli kızıl kor alev de yakmamıştı
İki adım arası yoksunluk ülkesinden
Buruk veda busesi kondurup Lam-elif duraklı
Gitmek var ya ikliminizden
Son hıçkırıkta düştü kulağınızın örs mangasından
Nüanslı bir geçiş kol gezerken rıhtımınızda vardiya nöbetli
Çok üzgünüm diyemeyeceğim kadar
Üzgündü!