Önce, ağaçlarımızı kestik…
Yangınlara verince ormanlarımızı;
Gölgelerine hasret kaldık.
Piknik alanlarımız SİT ilan edildi.
Tek yeşilliğimiz mezarlıklar şimdi…

Daha sonra tek katlı evlerimizi yıktık.
Yerlerini çok katlılara bıraktık.
İnsanlarla selamı sabahı da kestik…

Ve televizyon geldi ülkeme.
İyi, hoşgeldi de derdini de
Beraberinde getirdi.
Beyaz cam evimizin baş konuğu oldu.
Sohbetlerimizi de kestik…


Ve bilgisayar geldi ülkeme.
Anne okey salonlarında,
Baba tavla salonlarında,
Çocuklar sohbet ve oyunlarda,
Zamanı kolayca tüketir oldular.

Sonunda olan oldu.
Yalnızlıklarımıza çekildik…

Daha sonra büyüklerimizi saymayı unuttuk.
İşte asıl sorun o zaman başladı.
Alışkanlıklarımız hep sanal oldu.
Ve sevmeyi, sevilmeyi de tükettik.
Değerlerimizi de yitirdik…

Şimdi mi?
Uyurgezer olduk.
Kim bilir ne zaman uyanacağız?
Belli değil!..

Emine PİŞİREN/20.10.2011

( Kimbilir, Ne Zaman Uyanacağız? başlıklı yazı BelkiBirGün tarafından 20.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu