/ illa da gerekiyorsa dünyada zulüm ve yıkım
tek sevda'dan olsun umuduyla.../
kurak toprağa gökten düşen bir tohumdun
gül tohumu.
ürkekçe açılırken kapılar birer birer
ilk sarılışımda anladım
ne kadar kurutmaya çabalarsam
o kadar çabuk açacağını
eğdiğim dallarda ki goncanın...
sonbahar ıslık çalıyor içime inat,
sabırotları sararıyor İstanbul sabahlarında.
kan beynime sıçrıyor, yok işte, yok!
ilaç olsun niyetine bir gram selamı
ateşböceği sokaklarında sevda denilen illetin...
sessizlikte çok üşüyor yaşanılan tüm anlar
ben bile ısıtamıyorum
canım. cananım...
aynanın sırı, kilidin açarı
gitmeler kolay olsa
kimin umurunda be yar
delice esen rüzgarın şimali,
derken...
madem ki bundan sonrasında niyet gurbet olmak sevgili
yağladım şiirleri
olur da döndüğün de çiçekler yerine
onlar işlesin diye, beni eksilttiğin yüreğine...
astık mı unuttum
salkım söğütlü şiirleri bir yerlere.
rüzgar çok sert bugün, kapı da, oda da.
ne yapsak? ölümden mi konuşsak acaba...
kaç gündür şımarık bir çocuğu kanape de yatırıp
uykularını zindan ediyorum.
dikenli teller döşeyip elinin ulaştığı her yere
becerebilirse en çok seni unutsun diye
kayan yıldızları örnekliyorum,
ama...
yeller bulutu ayırsa şimşek çıkıyor.
ürküyorum sana anlatamamışlıktan
annemi tel örgüler de seni uzaklar da terk etmiş gibi
bir dilin inançla konuştuğu
ve benim hep sustuğum tüm zamanlardan...
tırnaklarım kayboldukça vebalim artıyordu
dedim ve ödedim kefaretini
yine de güzel olsun diye sana yarınlar...
(
Aynanın Sırı... başlıklı yazı
HimmetAYGÜT tarafından
26.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
