Dört yıl süren savaştan, yenik çıkmıştı vatan.
Güzel Anadolu’ya düşmanlar üşüşmüştü.
Cennetin kaleleri birer birer düşmüştü.
Azmıştı Avrupalı, yer beğendi yurdumdan.
İngiltere, İtalya, Fransa, Yunanistan.
Millet’in umutları, tükenmekteydi artık…
Koca bir tarih bitti, Osmanlıyı kapattık.
Esaret yakışmazdı, bu cennet vatanıma.
Bir ışık gerekliydi, ermeye muradıma.
Birden bir güneş doğdu, Galata rıhtımından.
Kırık dökük bir gemi, umut oldu Samsun’dan.
Zehir olan baharın, on altı mayısında.
Umutlar alevlendi, Bandırma vapurunda.
Sürse de tüm işgaller, ülkede baştan başa.
İnandı ulusuna, Mustafa Kemal Paşa…
İlk kıvılcım, ilk ateş, yankılandı vatanda.
Bin dokuz yüz on dokuz, on dokuz mayısında.
Erzurum’da, Sivas’ta, kongreler düzenlendi.
Yurdun dört bir yanından, temsilcilerim geldi.
Bin dokuz yüz yirminin, yirmi üç nisanında.
Büyük Millet Meclis’i, toplandı Ankara’da.
Bitmeliydi esaret, bitmeliydi bu zulüm.
Haydi dedi paşamız! Ya istiklal ya ölüm!
Direndi Anadolu’m, düşmanla savaştılar.
Ankara’da seymenler, Erzurum’da dadaşlar.
Canlanmıştı milletim, şaşırdılar gafiller.
Görevdeydi efeler, kan kusturdu çeteler.
İnönü, Sakarya’da, düzenliydi ordular.
Mezar oldu düşmana, zaferdi Dumlupınar.
Düşmanın işgalinden, güzel vatan kurtuldu.
Lozan antlaşmasıyla, yeni bir devlet doğdu.
Bin dokuz yüz yirmi üç, yirmi dokuz ekimde.
Kuruldu Cumhuriyet, bağımsız Türkiye’mde.
Dünya’ya örnek oldu, kimde var bu güç kudret.
Yaşasın bağımsızlık, yaşasın Cumhuriyet.