İlk Öğretmenimiz
“Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum.”
(Diogenes)
Bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü
kutluyorum, sabırla yaptıkları önemli hizmetleri için teşekkürlerimi iletiyorum,
saygıyla ellerinden öpüyorum.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirindeki gibi
öğretmeni her çocuğun temeline bir taş koyar; onu sağlamlaştırır. Ben yazımda bu
taşlardan birini ilk yerleştiren önemli birinden söz etmek istiyorum. Çocuğun
ilk öğretmeninden; anneden… Mesleği öğretmenlik olan anneler ise ne güzel ki,
kendi çocuğunun yanı sıra geleceği emanet aldığımız birçok çocuğu eğitir, sağlam
temeller üzerinde kişiliğini geliştirmesine vesile olurlar.
Anne ve
çocuğu arasındaki ilk yaşam köprüsü plesentadır; anne bebeğini bu yolla besler.
Doğduktan sonra da sütüyle onu doyurur. Anne, çocuğunu bedensel yönden beslediği
gibi, ruhsal açıdan eğitmekle de yükümlüdür. Eğitimde ilk aşama ailedir ancak bu
süreçte çocuk babadan çok annesiyle bir aradadır. Bu nedenle çocuğun ilk
öğretmeni annesidir.
İlk öğretmen olan anneye oldukça önemli görevler
düşer. Gelecek nesillerin iyi yetişmesi kendini yetiştirmiş annelerle mümkündür.
Vicdan sahibi her anne, bilimsel konularda da kendini geliştirmelidir. Çünkü
Allah’ın yaratışındaki üstünlüğü kanıtlarıyla açıklamanın yolu bilimdir.
Anneler, kişiliklerini, davranışlarını, konuşma biçimlerini Kur’an’da bildirilen
üstün ahlaka yakışır bir hale getirmeye gayret ettikleri kadar, bilime dair
konularda da kendilerini eğitmelidirler. Bütün bu özellikler, çocuklarına
verecekleri eğitimde onlara yardımcı olacaktır.
Kuşkusuz çocuğun kalbini
etkileyecek olan yalnızca Yüce Rabb’imizdir. Ancak anne, her konuda bilgi
birikimine sahip olmanın yanı sıra kişiliği ve karakter özellikleriyle de güzel
ahlakı yaşayan bir Müslüman olarak, çocuğu için örnek bir model olmalıdır.
Çocuğa öncelikle Allah’ın varlığı, ve sonsuz güç sahibi olduğu
anlatılmalıdır. Çocuk, çevresinde gördüğü her şeyin, içtiği suyun, yediği sebze
- meyvenin, gözlerinin, kulaklarının, kalbinin nasıl var olduğu ve bunları
yaratılışı konularında düşünmeye yönlendirilmelidir. Evreni saran mucizevi
güzellikler üzerinde bilgi sahibi olması, çocuğun gerçekleri fark etmesini
sağlar. Çevresinde gördüğü yaratılış gerçekleri vesilesiyle bu muhteşem düzenin
sahibinin Allah olduğu gerçeğine ulaşabilir. Böylece çocuklara, din ahlakının
anlatılması daha da kolaylaşacaktır.
En Büyük İyilik
Din insan ruhunun en önemli gıdasıdır. Bilimsel birçok
araştırma sonucu da göstermiştir ki; insan fıtrat olarak iman etme üzerinedir.
İman yaşanmıyorsa önce insanların, ardından ailelerin, daha sonra da toplumların
sağlığı bozulur; dejenerasyon yaşanır.
Çocuk inançlı yetiştirilirse
karakteri sağlam olacaktır. Tek güç sahibinin Allah olduğunun bilincinde olmayan
çocuk, yaşamı süresince insanlardan korkacak, insanlara hoş görünmeye çalışacak,
Allah yerine onlardan yardım umacaktır. Allah’a yakın yetiştirilen çocuk, yaşı
küçük de olsa, olgun bir mümin aklına ve ahlakına sahip olur. Yaşadığı her şeyin
Allah’tan geldiğinin bilincinde yaşar ve olaylar karşısında güzel tavır
sergiler.
Annenin, çocuğuna yapacağı en büyük iyilik, Allah’ı dost
edinmesini sağlamak yönünde eğitmektir.
(
İlk Öğretmenimiz başlıklı yazı
fuatturker tarafından
24.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.