Sustun/m Mühre bulandı Öpmelere doyamadığın Vişneçürüğü dudaklarım Hani varlığınla son bulacaktı Kırk yıllık açlıklarım Oysa ben hala sahurlardayım İftara yol vermiyor çıkmaz sokaklarım Sustun/m Dili esir aldı Mermer bir mahzen de otuz iki muhafız İmgeleri eksik Nakaratları yarım kaldı Devrildi tüm tümceler Bin bir renkte açmayı beklerken muhabbet gülüm Hüzzam makamları düştü payıma Bilirim karanlık geceler de esir kalacak Doğmadı, doğmayacak beklenen şafaklarım Sustun/m Volkanlar misali kızıl lavlar içinde Bir başıma kaldım Avuç avuç göklere savrulurken küllerim Ben yine dehlizlerde Sanki yaşayan bir ölüyüm Ne imam tekbir verir Ne cemaat saf tutar Müezzin sessiz okur duyulmaz aşk salâsı Alnımın değdiği seccadeyle buluşurken gözyaşlarım Ha çatladı, ha çatlayacak şakaklarım Sustun/m Yine hasret Yine hüzün Yine gözyaşı doldu avuçlarım Biliyorum bir hayalden ibaretti seninle yaşadıklarım Nacizane dizelerime ses olan değerli arkadaşım Sayın : Sebahat kara'ya sonsuz şükranlar sunuyorum.