Ankara’nın ayazı yanaklarımı okşarken,
Freddy’nin tırnaklarıyla ile yumuşak geçerken…
Soğuk pik dökümü demir kapımızın sıcaklığı meltemden daha sıcak çarpıverdi…
Kapıdan içeri girivermiş oldum,
Ayazın soğukluğundan boynumu da çeviremedim,
Ayaklarım buzun üstünde patinaj yaparak geri gitmek ister,
Ama ben hep burnumun dikine yürürüm…
Dönmek bana ters, hele geriye dönmek felsefem dışıdır…
 
Bekle sen, kapımızda bekleyen dilber…
Yarın ayaz kırılırsa,
Eğer aklımdan çıkmadığın için unutmasam…
 Seni görmek isterim…
 
Endamını görmek isterdim, sülün gibi miydi ki ?
Saçları omuzlarından aşağı Düden Şelalesi gibi dökülüyor muydu ki ?
Kışa rastladın, yaz olsa teninin rengini görebilir miydim ki ?
Gözlerin… En çok gözlerini merak ederim… Acep menekşe miydi ki ?
Kiraz mıydı yoksa bal mıydı dudakların ?
Elma mıydı yoksa fondötenli miydi yanakların ?
Boyun benden kısaydı, uzun olsa geçerken yanında dikkatime çarpardı…
Kapımızda bekleyen dilber…
 
Artık seni rüyamda tasvir ederim…
Siyah beyaz rüyalarımı renklendirirsin…
Monotonluktan çıkartıp şenlendirirsin beni…
 
Hele tatlı dilliysen… Lokum gibisin o zaman
Ankara’nın ayazı mı ?
Konyaaltımın meltemi olur…
 
Kapımızda bekleyen dilber…
 
 
Ali Özdemir
 
30.11.2011 – 13:02

( Kapımızda Bekleyen Dilber başlıklı yazı Ali Özdemir tarafından 1.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu