PİYONLAR VE CEMAATLER

 

      Dünyadaki tüm insanlara baktığınızda herkesin bir inancı vardır. Ateist olanında Müslüman olanında kendisine özgü bir inanışı mutlaka vardır. İnançsız olmak aslında inançsız olmaya inanmaktır. İnanmak ise sadece inanmak istediğinize inanmak veya bir olguya inandırılmak olursa işte vahim olan da tam orada başlar. Ben şu an objektif olmaya çalışarak sizlere bir şeyler anlatmaya çalışacağım.

 

     İster Hrisyan, ister Musevi, isterse Müslüman olsun hepsinde tek büyük yaratıcıya inanmak vardır. Tanrı insanları yaratırken onlara bir akıl vermiştir. Araştırıp, öğrensin diye. Ancak şöyle bir dünyaya baktığımız zaman bu aklı din konusunda kullanan insan sayısındaki azlık korkutucudur. Korkutur çünkü dine körü körüne bağlanmak dinler arası hatta mezhepler arası savaşları getirdi ve getirmeye devam ediyor. Şu an ülkemizde böyle bir savaş olmasada soğuk savaş devam ediyor.

           Başlıkta yazdığım gibi ülkemizde iki belirgin grup var. Biri cemaatler, diğeri de misyonerler. Ateist grubu saymıyorum çünkü onları da kullanılan cemaatler içinde buluyorum. Bilindiği gibi misyonerlik faaliyetleri, mason locaları ülkemizde yıllardır bulunmakta. Ve yine bilinen o ki bu faaliyetleri yabancı istihbarat servisleri de destekliyor. Peki o zaman bizler din konusunda kime güveneceğiz? Yani demek istediğim misyonerler, ne kadar hrisyanlık yayma faaliyeti yapsada aynı oranda insanları Müslümanlıktan soğutma çabası içerisindelerdir. Amaç önce insanları inançsız yapmak. Zaten herhangi bir inancı olmayan kimse boşlukta duran ve sahibini bekleyen bir çocuk misali sahipsizdir. Birinin onu sahiplemesi gerekir ki bunu da onlar yapıyorlar. ‘Sosyalizm Üçgeni’ isimli yazımda da söylediğim gibi Yahudi locaları karşı oldukları sosyalizmi din konusunda oldukça iyi kullanmaktadırlar. İsrail’in çalışmaları, sözleri ne zaman güvenilir oldu ki bugün dünyada sayılır bir devlet olsun diyecek olursanız yanılıyorsunuz demektir. Çünkü istesek de istemesek de bir gün onların kurdukları bu oyuna geliyoruz. Bu gün birçok ünlü şahsiyetlerin aslında mason olduklarını ve kendilerini tiyatrolarda sinemalarda halka sevdirerek istedikleri amaca hizmet ettiklerini biliyor musunuz? Eğer sevdiğimiz kişiler bile mason çıkıyor ve biz bunu anlamıyorsak maalesef bu başarıyı gösterir. Tevrat’ı okuyan var mı bilemiyorum ama benim dikkatimi çeken bir söz var orada. Yahudilere göre iki kutsal meslek vardır. Biri ‘fahişelik’, biride ‘casusluk’ dur. Sizce bu onların neden bu kadar güçlü istihbaratlarının, ajanlarının olduğunu ispatlamıyor mu? Demek ki onlar kendilerini ne kadar araştıran bir millet olarak görselerde at gözlüklerini çıkaramamışlar. Konudan sapmadan diğer gruba geçmek isterim ‘Cemaatler’.

          Cemaatlerin faaliyetleri Osmanlıdan günümüze gelmiştir. Ancak son otuz-kırk senedir bu cemaat çalışmalarının ülkemize verdiği zarar göz ardı edilemez.  Cemaatlerde bir hoca vardır ‘ŞEYH’. Eli öpülür, pantolonuna yüz sürülür hatta en komik olanı ondan kendilerini onunla beraber cennete sokması istenir. Bilmem bu size bir şeyi hatırlattı mı? Ortaçağ da kilise insanlara cennetten toprak vaat ediyor ve bu şekilde insanları maddi manevi sömürüyorlardı. Şu an bizim de böyle olmamız kimlerin işine gelecek yazmama gerek yoktur herhalde. İşte bahsettiğim hocalar kendilerini bütün cemaatten üstün görürler ve sürekli vaaz verirler. Bu arada bir parantez açmak isterim insanın insana üstünlüğü sadece imanındadır ki imanında üstün olan bir kişiden de zaten şeyhlik beklenmez. Neyse konuya dönersek söylemek istediğim bu kadar insanın baştada söylediğim gibi aklı yok mu? İslamı kendisi araştıramıyor mu da hocalara biat ediyor? Biraz ağır olacak ama bu koyun sürüsü olma hevesi nereden geliyor? İlla başımızda bir çoban mı olsun isteniyor? İsteniyor tabi yoksa tek tek insanları nasıl sömürecekler? İslam da olmayan şeyhliği doğallaştırmaya çalışıyorlar. Onlar çalışsınınlar ama unutmasınlar ki Türk halkını ele geçirmek bu kadar kolay olmayacaktır.

( Piyonlar Ve Cemaatler başlıklı yazı redarmy tarafından 3.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.