Ne kadar eğilsen o kadar iyi,

Ne kadar bükülsen o kadar kıymetli.

Kauçuktan değiliz ya a canım!

Lastikten de değiliz vallahi, napalım a canım!

 

Et ve kemikten mürekkep

Üstüne bir tutam ruh katılmış

Faniyiz yani, anlayana aşk olsun!

Biraz mürekkep yalamışlığımız var,

Biraz okumuşluğumuz,

Biraz sevmişliğimiz var cümle mevcudatı,

Biraz da meftunluğumuz a canım!
 

Bunlar artı olarak yazılmaz hanemize

Bilirim, bilirim ve kan ağlarım halimize.

Kim takar erdemi,

Kimin umurunda onur?

Sahi kadir kıymet bilir mi eller?

Kimin derdi ilçenin derdi ki a canım!
 

Halimizi böyle yaz kâtip kardeş;

Bir devre düşmüşüz ki,

Sermayemiz bir tek insanlığımız kalmış.

Sermayeden yiyen bir toplum,

Ahlak rafa kalkmak üzere, saygı göç etmiş

Sevgi sadece bir isim olarak yaşamakta

Erdem güneşte dahi görünmez

Maharet ataletin altında

Yalan, saltanatın keyfinde

Doğruluk, gün yüzüne çıkmaya cesaret edemiyor.

Liyakat o da ne? Yetenek hadi oradan!

Hak hukuk, hadi yandan a canım!
 

Bu ilçe neleri yitirmekte, yanan var mı?

Bu ilçe neleri kaybetmekte gören var mı?

Ben bir garip şair,

Başıbozuk, lafı kazık, kelimesi azık,

Karakoçan’da oyalanır dururum boz bulanık.

Gördüm görmediğini her kulun,

Karanlıkta ağlayanını,

Aydınlıkta dertle kaynayanını,

Kaşığını boş tabağa sallayanını,

Milleti lafla sırtının tam ortasında vuranını,

Beş para etmez onca pulun.

 

He canım, kırk yıl taşırsın sırtında tık yok,

Bir gün indiriverirsin ipiniz pazardadır.

Ah maralım, ah delalım, ah halim!

Sen de mi söylüyorsun elin türküsünü

Sen de mi çiğniyorsun elin sakızını
 

Mezre’den, Goman’dan, Dolan’dan, Golan’dan

İlçemin dört bir yanından;

Bir çiğ düşer kirpiklerimin üstüne Silbus’tan

Ağlamak bir hal olur a canım!
 

“Dünya hoştur ama boştur.” derdi rahmetli dedem

Hoşluğunu görmedi ama boşluğunu biz gördük.

Kim demir atmış ki yeryüzüne;

Kim halatlarla bağlamış ki kendisini,

Kim kazık çakmış ki!
 

Kalecik gibi dön yüzünü güneşe,

Sırtını daya Tekardıç gibi dağa,

Karşıla yatılı gibi her geleni,

Yolcu et herkesi Karapınar gibi.
 

Sar gökyüzü gibi tüm beşeri,

Sakla gece gibi şaşarı,

Ört yorgan gibi kaşarı.

Atarı tutarı yok bu işin

A canım, kuralı yok bu işin

Adamın varsa ne ala

Yoksa elveda!
 

Ohi yaşlı bir dere,

Türkü söyler kendince,

Lüküslü günlere hasret

Üzülür durur kavlince.
 

Gültepe(mezarlık) en sessiz mahallen;

En şikâyetsiz,

En siyasetsiz,

En ibretengiz, a canım!
 

Ne durursun bre Karakoçan?

Bedenler başkasınınsa eğer,

Ruhlar senindir.

Eğitim şart, eğitim için okul şart!

Koltuk sonraki iş, makam mafiş.

Son durak uçurum, eğitim Allah’a havale!.

A canım, bu ne güzel iş!
 

İğdesine canım iğdesine Karakoçan’ın

Ne girmez midesine patlıcanın.

Kırk yıl yazsak daha nicesini,

Sarmaz hiç kimse dolma gibi patlıcanın.
 

Patlıyacan a canım, patlıyacan

Bu kadar ispiyonlayacan da aman

Seninki 24 saat can,

Anlayacağın bizimki patlıcan.
 

Çok can canlı bir şiir oldu,

Yaşasın Karakoçan!

Övmen bizi sövmek gibidir,

Sevmen bizi dövmek gibidir,

Vallahi istemem bir kılını,

Yeter ki başkasına ver talkınını.
( Kimin Umurunda Onur başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 14.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu