İnsan, Allah’ın benzersiz sanatıyla yarattığı evrendeki sayısız gerçeğe ve O’nun
sonsuz gücü karşısındaki acizliklerine rağmen neden böylesine duyarsızdır?
Allah’ın bunca varlık deliline rağmen, nasıl gözlerini gerçeklere
kapatabilmektedir?
’O beklenen gün’ Rabb’i huzurunda tek başına
sorgulanacağını nasıl düşünmemektedir?
Yine o gün, sonsuz azabın
kendisini beklediğini anladığı an yaşayacağı geri dönüşü olmayan pişmanlıktan,
nasıl bu denli gaflette olabilmektedir?
Kuşkusuz bu, insanın gerçekleri
anlayamamasından değil, anlamazlıktan gelmesinden doğar. Vicdanı doğruyu
fısıldadığı halde, bu kişi kendini kandırır; dünyaya olan bağlılığı ve hırsı
yüzünden görüşü fludur. Bu ruh halini yaşayan insanların birçoğu, gizli ya da
açık olarak ahireti inkar eder, gerçekleri net olarak göremez.
İnsan,
yaşamı boyunca ahirete yönelik bir sınav yaşar ve bu konudaki çabasıyla imtihan
olur. Yaşam aslında Allah’ın bizleri denemek ve eğitmek için yarattığı bir süre,
dünya da bu amaçla hazırlanmış geçici bir mekândır. İnsana yüklenen sorumluluk,
tüm bu gerçekleri düşünmek, Allah’ı tanımak, sonsuz gücünü kavramak, O’nun
buyruklarına uymak ve yalnızca O’nun hoşnutluğunu amaçlamaktır.
Yüce
Allah, insanın yaratılış ve dünyada bulunuş amacının bir denenme olduğunu,
“Şüphesiz Biz insanı karmaşık olan bir damla sudan yarattık. Onu
deniyoruz. Bundan dolayı onu işiten ve gören yaptık.”( İnsan Suresi,2 )
ayetiyle insana bildirirken, birçok insanın gerçeklerden yüz çevirmesi kuşkusuz
büyük yanılgıdır.
Dünya, tüm detaylarıyla, denizleri, gölleri,
okyanusları, çiçekleri, ağaçları, dağları ve canlıları ile birlikte insanın, bu
kulluk vazifesini yerine getirip getirmediğinin denenmesi için özel olarak
yaratılmıştır. Evren, evrendeki tüm sistemler, yıldızlar, gezegenler, gök
cisimleri de insanın, Rabb’imizin büyüklüğünü ve sonsuz kudretini görmesi ve
O’nun gücünü takdir edebilmesi için vardır. Bunların yanı sıra, dünya hayatı
boyunca yaşadığı tüm olaylar, bulunduğu tüm mekanlar da kişinin dünyadaki
imtihanının birer parçasıdır.
İnsan yalnızca etrafındaki varlıkları,
detaylarındaki incelikleri, kusursuz sistemlerini düşünerek bunların, sonsuz
güce sahip bir Yaratıcı tarafından, kesinlikle bir amaçla yaratıldığını
anlayabilir. Ve ardından kendisinin de bir varoluş amacı ve Yaratıcısına karşı
sorumlulukları olduğunu hatırlayabilir. Çünkü insan, ona doğruyu ve gerçeği
söyleyen vicdanı ile birlikte yaratılmıştır. Çevresindeki varlıkları ve olayları
vicdanıyla değerlendiren insan bu gerçeklere ulaşabilir.
Allah’ın emir
ve yasaklarını gözetmeyen, Allah’ın rızasına uygun yaşam sürmekten kaçınan ya da
sorumluluklarını tamamen reddeden kişilerin, sonsuz azapla karşılık
göreceklerine Kur’an’da dikkat çekilir. Çünkü bu, Allah’ın verdiği nimetlere
karşı nankörlük etmektir ve büyük bir hatadır. Bu imtihan hayatı süresince
insan, karşılaştığı her şeye sabır göstermek, Rabb’ine tevekkül etmek ve güzel
ahlak sergilemekle sorumludur. Her imtihanda Allah’ı görmek, tümünden zevk
almaya, yaşanan her olayı şevkle karşılamaya yol açar.
Dünya hayatında
elde edilmek istenen tüm yararlar geçicidir, yok olucudur. Diğer yanda ise asla
yok olmayacak/tükenmeyecek güzelliklerin bulunduğu ve insanın sonsuza dek
yaşayacağı gerçek bir hayat vardır. İşte inanan insanlar dünya hayatı boyunca bu
sonsuz ahiret yaşamı için ciddi bir çaba sarf eder, tüm önceliklerini buna göre
belirler ve asla ölümü, cennet ve cehennemi akıllarından çıkarmazlar. Onlar
bunun için çalışırlar.
Bediüzzaman dünya hayatını, lezzet, ücret ve
mükafat yeri değil bir imtihan meydanı ve hizmet yurdu olarak tanımlar ve şöyle
söyler:
"Madem hizmet yurdudur ve kulluk mahallidir; hastalıklar ve
musibetler dini olmamak ve sabretmek şartıyla, o hizmete ve kulluğa çok başarı
ve kuvvet verir. Ve her bir saati, bir gün ibadet hükmüne getirdiğinden şikayet
etmek değil, şükretmek gerekir. Evet ibadet iki kısımdır: Birinci kısım olumlu
diğeri ise olumsuz. Olumlu kısmı malumdur. Olumsuz kısmı ise, hastalık ve
musibetlerde, musibetzede, za’fını ve aczini hissedip, Rahman olan Rabb’ine
yönelip, O’nu düşünüp, O’na yalvarıp halis bir kulluk yapar. Bu kulluğa riya
giremez, halistir. Eğer sabretse, musibetin mükafatını düşünse, şükretse, o
vakit her bir saati bir gün hükmüne geçer. Kısacık ömrü uzun bir ömür olur.
Hatta bir kısmı var ki bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçer."
İnsan, ’hayatını yaşayarak, gününü gün ederek’ değil, Allah’a
sadakat ve bağlılığını her olay karşısında göstererek kulluğunun bilincinde
yaşamalıdır. İnsan dünyada türlü imtihanlarla karşılaşabilir. Açlık, korku, mal
ve canlarla imtihan, Allah’ın Kur’an’la haber verdiği değişmez kanunudur.
Yaşadığı zorluklar karşısında sergilediği sabır ve tevekkül, insanın Rabb’ine
olan bağlılığının kanıtlarından biridir.
Yaşamlarını Allah’ın
hoşnutluğunu kazanmak doğrultusunda sürdüren insanlar, dünyayı nefislerinin
istek ve tutkularını gerçekleştirebilecekleri bir yer olarak görmezler. Dünyevi
kaygı ve hırs taşımaz, güçlü bir imana, peygamber ve salih müminlerin üstün
ahlakına kavuşmayı ister, bunun için gönülden dua ederler. Ölümün yakınlığını,
cennet ve cehennemi sık sık düşünürler…
Dünya, sonsuz ahirete hazırlık
kursudur; dünyada oldukça ayrıntılı bir kurs görürüz. Başarıyla tamamlamak için
ise sorumluluklarımızın bilincinde olmalıyız. Kehf Suresi 30. ayette
“Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise; biz gerçekten en
güzel davranışta bulunanın ecrini kayba uğratmayız.” buyurur Allah. O
halde ecrimizin kayba uğramaması için “…en güzel davranışta”
bulunmalıyız. Bütün davranışlarımızı, kursun rehber kitabı olan
Kur’an’ın süzgecinden geçirmeli, cennet ehli olabilmek için ruhumuzu beslemeli,
derinleştirmeli, zenginleştirmeli ve cennete uygun hale getirmeliyiz…
(
Ahirete Hazırlık Kursu Dünya başlıklı yazı
fuatturker tarafından
22.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.