güllerin açtığı mevsimde
ağarmadan daha tanyeri
çimlerin üstünde
çiy taneleri
çiy taneleri
tomurcukların misafiri
henüz derya hasır gibi, uykuda
kurbağalar susmadan daha
bir su kuşunun dalmasından
bir dalgacık uzaklardan
kıyıya uzanmakta
dalgacık haleleri
sımsıkı sarmakta kıyı şeridini
seher yelinden üşümüş, kabarık
yuvasındaki serçenin kanatları
karıncalar bitmemiş rüyalarında, yarı uyanık
kelebeklerin kanatları kapalı,
unutmuş ötmeyi
cırcırböceği
güneşin yakmadığı soluk
dağlardan, ovalara kayarken
sallanır, açmaya üşenmeyen tomurcuk
cemre düşmemiş gibi,
toprak yeni güne başlarken
doldurur insanın içini
tutkulu yaşama sevinci
kaplar tabiatı sabahın çoskusu
böcekler istilacı bir ordu
meyveye dönüştürmek için her tomurcuğu
toprak cana dönüştürür tohumu
güneş ısıtıverir evreni
tomurcuk açıverir gözlerini
günaydın gün, günaydın doğa
gün başlıyor erdik sabaha, baharda
güzel bir gün başlıyor davranın[1]
balarısı gözünaydın
doldurur içimi
yaşama sevinci
gözüm-aydın.