Kalabalıktan bıktım, özüm dağlara
çıkar,
Orada benim gönlüm kasideleri yakar,
Dağlar yorsa da canı, döşe sümbüller takar,
Ağzı olan konuşur, mecliste firavun çok;
Leylalar yetim kaldı, çöllerde Mecnun’um yok.
Bağbanlar hicran kusar, teselli vermez güller,
Sevdasızca durmadan bağda öter bülbüller,
Çileyle halvet olur başımdaki kâküller,
Ağzı olan konuşur, mecliste firavun çok;
Leylalar yetim kaldı, çöllerde Mecnun’um yok.
Baykuşlar şaha kalkıp muhabbet kuşu oldu,
Mevsimin kucağında bütün bahçeler soldu,
Takvimlerim hoyratça faziletleri yoldu,
Ağzı olan konuşur, mecliste firavun çok;
Leylalar yetim kaldı, çöllerde Mecnun’um yok.
Pervane ocağında nurdan sesler duyamaz,
Gönlü derbeder oldu, acıları sayamaz,
Elleri titrer bugün bağa şiir koyamaz,
Ağzı olan konuşur, mecliste firavun çok;
Leylalar yetim kaldı, çöllerde Mecnun’um yok.