TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde oluşturulan alt komisyon, bir oğlu güvenlik güçlerince öldürülen, bir oğlu dağda bulunan Mehmet Karakaya’yı dinlerken, Terörist babası da masum(!) isteklerde bulundu. Yalanlama şansı yok tabi ki bunun. Teröristlere gerilla diyen baba, öldürülen teröristlerin de şehit olduğunu vurguluyor ve terörist ailelerine de şehit ailelerine ödendiği gibi tazminat ödenmesini istiyordu. Be utanmaz, be vatan haini, be aş yediği kaba pisleyen nankör!… Peki, kimin şehidi bunlar, kime karşı hangi vatan savunmasında şehit olmuşlar.
Komisyondaki adı malum parti vekili Kürkçü tarafından da desteklenen ve İmam Hüseyin’in torunu olduğunu iddia ederek, Peygamber torununun da adını kirletmeye çalışan terörist babası, Kerbelâ ile Gabar’ı aynı kefeye koyup bir oğlunun dağda olduğunu belirtirken, dağdan inmesini ister misiniz sorusuna da ‘‘hayır’’ diyordu. Seyit olduğunu iddia eden baba Arap olmakla Kürt olmayı birbirine karıştıracak ve soyun babadan geldiğini bilmeyecek kadar cahil ama komisyon üyelerine demokrasi dersi verecek kadar, terör tarifi yapacak kadar bilgiçlik taslıyordu.
Aynı cepheden masum(!) istekler gelmeye devam ediyor: Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği, yeni anayasa önerilerini Meclis’e gönderdi. Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na gönderilen görüş ve önerilere bakınız, ne kadar da masum(!) görünüyorlar.
Değişen dünya karşısında Cumhuriyet (Hangi rejim ilericiyse onlara göre) rejiminin geride kaldığını, birlik ve bölünme korkusundan bölgesel yönetim modeli ile kurtulmanın mümkün olacağını vurgulayan dersler veriyor; Anayasa’da değiştirilemez hükümlerin bulunmamasını (İlerde tekrar oynamak için olmalı), bölgesel meclislerin kurulmasını istiyor. Bölgenin tarihi kimliğinin karşılığı olan bölge ismini (Kürdistan olmalı) isterken de oradaki Türk uygarlığını unutuyor. Ayrıca bir merkez istiyor. Yani Diyarbakır’da başkentimiz olsun diyor. Bir de sembol istiyor yani bayrak. Ha bir de kanun teklifinde bulunma yetkisi istiyorlar. Kısacası; dışişleri, maliye, adalet ile adli kolluk, ülke savunması ve güvenliği ile ilgili olanlar dışındaki hizmetlerin bölgesel ve yerel yönetimlerin yapmasını arzu ediyorlar. Bakın bakın dış güçlerden korumalarını da Ankara’ya bırakıyorlar. Ne kadar masum(!) istekler değil mi?
Biz de boynu bükük dinliyoruz. Olmazsa bakarız bir çaresine, daha önce yaptıklarımız gibi. Sizi bu isteklerden de mahrum bırakacak değiliz ya. Hatta yeni istekler de sunabilirsiniz, bu kadarcık ayrılık istekleri yeter mi, parçalanmak boynumuzun borcu olsun.
Atalar ne demişti: ‘‘ Yüz verirsen astar da ister’’ Sakın bunlar ‘kızıl astar’ istiyor olmasınlar.