İki ineği, üç keçisi onlarca tavuğu vardı zengin komşunun.Fakir komşunun ise bir keçisi iki tavuğu.Çok iyi niyetli idi zengin komşu. Haftayı geçirmez fakir komşusunu yemeğe çağırır, evde fazladan biriken yumurtaları komşuya gönderir, yoğurttan sütten komşusunu ihmal etmezdi. Fakir komşu da zengin komşu da birbirlerinden çok memnundu.Her ikisi de birbirini çok severdi.Zengin komşunun 3 tane iri yarı oğlu vardı on ile onbeş yaş arası. Fakir komşunun da 9 yaşlarında cılız çelimsiz bir oğlu. Zengin komşunun oğulları ara sıra döverdi fakir ve cılız oğlanı.Olurdu o kadar.Komşuluk hatırı idi.İdare ediliyordu işte.

          Bir süre sonra fakir komşunun bir oğulları daha oldu.Ne olduysa ondan sonra oldu zaten.Kısmeti ile gelmişti sanki.Evi bir bolluk bereket sarmıştı.Evin reisinin işleri iyi gider oldu.Bir inek aldılar sonra.Komşularının işlerinin iyi gitmesi Zengin aileyi de sevindirdi. Mutluluklarına ortak oldular.Üç beş ay geçmemişti ki Fakir ailenin reisi çeke çeke iki kısır keçi daha getirdi eve.Evin etrafı tavuk horoz hindiden geçilmez oldu.Yine hoşnut karşıladı Zengin komşu. Kendi aralarında hafif homurtular da başlamıştı hani.Üç beş ay daha geçmemişti ki Fakir komşu iki inek ile daha çıktı geldi.Üstelik hanımı yine hamile idi.Ufak ufak soğukluk girdi araya.Fakir(eskiden) komşu zengin(eskiden) komşusu ile yine eskisi gibi olmak, beraber oturmak sohbetler etmek, aynı kaptan yemek yemek istiyordu ama bir türlü olmuyordu.Bir memnuniyetsizlik adı konulmamış bir huzursuzluk vardı ortada... Artık hiç bir şey eskisi gibi değildi.

 

Sıra kendi benliğimizi sorgulamada şimdi… Dört kardeşin en fakiri, en çelimsizi, en çirkini olmak nasıl olurdu sizce. Yada diyelim üç kardeşsiniz.İkisi ekonomik yönden aldı başını gitti. Lüks arabalar, evler… Siz  hala küçük memur maaşı ile aybaşını getirme çabasındasınız. Aynı ortamlara girdikçe kendinizi nasıl hissedersiniz. Beraber girdiğiniz sınavı arkadaşınız kazandı.Siz kazanamadınız.O görevinde yükseldi, siz olduğunuz yerde saydınız.

Sizin kıstasınız ne? Kime göre zengin, kime göre fakirsiniz? Kime göre güzel kime göre çirkin? Kime göre zeki, kime göre aptal?

 

Bu tür durumlarda onlar adına sevinir misiniz? Gerçekten mi ?

 

Geçen yıl Başbakan’ın talimatı ile Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görevli Polis Memurlarına bir iyileştirme tasarısı gündeme geldi, öğretmenler başta, tüm diğer kadroda çalışan memurlar isyan etti.

-E bize?

-Hani bize!

-Neden bize yok?

-En az biz alıyoruz..

-Çok mağduruz çook!

 Ve yine Ocak 15'den geçerli olmak üzere bazı memur kadrolarına eşit işe eşit ücret adı altında Kanun Hükmünde  Kararname ile iyileştirme yapıldı.Yine kıyamet koptu.

Ona neden verdin? Bana neden vermiyorsun? Biz daha çok çalışıyoruz,Biz şöyleyiz biz böyleyiz...Aslında kimseye iyileştirme yapılmasa hiç bir sorun yok.

Ne zaman belli bir çalışan kesime zam gündeme gelse hep aynı enstantaneler yaşanır Meğer ne kadar da mağdurmuş çalışan kesim.Ama en büyük çığlıklar diğer tarafa küçük bir iyileştirme yapıldığı zaman atılıyor.” Ona verme… Bana vermesen de olur. Ama ona verirsen bende isterim”

Çalışanın kıstası ne? Öğretmen kendini polis ile kıyaslayacak, polis kendini asker ile kıyaslayacak, maliyeci bankacı ile, bankacı meclis çalışanı ile kıyaslayacak…”Aman ona verme… Yoksa bende isterim”

 

Sahi kıstas ne?

 

               Genel olarak halk (sen,ben) ne istediğini bilmeli.Kendisini diğer çalışan emekçi kesim ile kıyaslamamalı. Aldığı maaş ile hafta sonu ailesini alıp sinemaya gidebilmeli. Haftada bir gün ailesi ile dışarıda yemek yiyebilmeli.Yazın tatilde geçirdiği 10 gün için aylarca sıkıntı çekmemeli. Barınabileceği bir evi almak için yıllarca dilini dişini sıkmak zorunda kalmamalı.

              Ülkemiz ikinci çeyrekte büyüme rekoru kırdı.Dünya birincisi oldu.Bu yıl ortalama beklenen büyüme oranı %8 civarı. Ekonomimiz mükemmel.Her şey çok iyi gidiyor. Ülkem yıllık yüzde 8 büyüyor ise benim reel gelirim de yüzde 8 artmalı.Artı yüzde 8 enflasyon benim gelirim yüzde 16 artmalı.

              Ülke zenginleşiyor ise, Her yıl belli bir oranda büyüme sağlıyor ise, Kişi başına düşen milli gelir her yıl artıyor ise, halk bundan payını istemeli. Sanal rakamlar sanal mutluluklar yaratır.

            Çalışanın beklentisi mücadelesi bu yönde olmalı. Başkasının aldığı maaşta değil.Tek kıstası olmalı ;

 

           “İnsanca yaşam hakkı”

 

 

( Memurun Kıstası Ne... başlıklı yazı V.AliKızıltepe tarafından 15.01.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu