burjuvazi bir çocuk bahçesinde
Mavi çocukların topaçları azar yüklüdür
akşam ezanına tiz düştüğünde minareler.
kısa pantalonlu yedi yaşım
sokak köşesine dikize sinmişken de
akşam ezanı okunuyordu ;
'' Valide hanım mı örüyor saçlarını kız, saçaklı ? ''
deyişimi, gözlerinin devrilişinin eşliğine bırak
gözlerimi omzunun düştüğü yerde yak.
ben ilk bakkala sepet sallarken
sevdim sesindeki soprano telaşı.
bir inmenin uhrevi yanında çocuksu,
günlük sayfalarının nasırında gül kurusu
sesin.
nefesine sesim sinerse şayet, tutmaz ellerim
Ne yağmurlar sağarken yas saatlerim
biz olmak uzak,
ne de yüzüne vurunca gözyaşının korkusu...
Bırak (!), tutmasın ellerim.
Ben seni ölesiye sevdim-
at arabasından sarkan
Yakışır gibi çingeneye
kıvranırken keman işkenceci notaların ellerinde
şarkıların eşgâline tek laf demeden
çıkarsam gözlerinin vengi kahveliğinden
ihbar et sevdaya beni.
Yok gecelerin içinde kin kırmızısı
seyrinde zaten yok gitmeler
küfürle makyajlarken yüzüm duaları
mâmafih dilim, kelimelere makber.
Bu kaçıncı geçişim ölümün ötesinde
ezansız, sevgili
saçlarına tutunan fırtınaya müteakip
hakkını helâl etmek vakti mi gözlerine ?
Ve bilmem hangi tekbirde
selam vererek hayatın gölgesine
süzünüp izdüşümüne ölmelerin
şafak gibi defnedersem akşama sesini
ne kalır suni yaşamaktan geriye ?
-Sen öldün, ben ahreti sevdim
emre yılmaz
2012
(
Tiradını Unutan Çingene Suflesi 6 başlıklı yazı
Emre Yılmaz tarafından
9.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.