( Oğlum Özcan Öner’e )
Ellerinle kucakla mâzinin güllerini,
Zamanın ötesinde yanan zaman var oğul!
Daima sevda ile sarsar bülbüllerini,
Dermanın ötesinde yanan derman var oğul!
İçinde biriktirme nehirlerin hızını,
Sevgili diye görme zamanların nazını,
Soldurma güneşini, soldurma ilkyazını,
Ummanın ötesinde yanan umman var oğul!
Mevlânâ gibi görün, çağlatma gururunu,
Mızrabına kasvetle yağdırma mahurunu,
Zamanında çözülüp yıktırma kalp surunu,
İsyanın ötesinde yanan isyan var oğul!
Bırak kış nağmesini, alevi al özüne,
Her an dikenler değil, gülleri der
sözüne,
Bayırları çıkarken derman gelsin dizine,
Sûzanın ötesinde yanan sûzan var oğul!
Takvimi heder edip gönlü yapma oyuncak,
Doğmasın kasvetlerin her sabah sıcak
sıcak,
Topla sevgilerini, topla sen kucak kucak,
Harmanın ötesinde yanan harman var oğul!
Gözde nafile yere akıtma damlaları,
Gönlünün sofrasına getirme belâları,
Menziline varırken ihya et yaylaları,
Giryanın ötesinde yanan giryan var oğul!