“ ACI-HAYAL-GERÇEK ”
Yüzümde tebessüm, içimde hüzün
Sormayın a dostlar bugün bir hoşum.
Ruhumu kaybettim sanki sarhoşum,
Sokakta yürürken hem de gündüzün;
Yüzümde tebessüm, içimde hüzün…
Bu halin adı yok, nasıl anlatsam?
Serseri ahvalim dostu ırgalar.
Tilkiler sevinir, güler kargalar,
Acımın üstüne acılar katsam;
Bu halin adı yok, nasıl anlatsam?
Bir sevda ki düşlerimde gördüğüm;
Bir sevda ki sırlı günlere gebe…
Düşüğüm olmadan doğurtsun ebe,
Karışık hayaller, her şey kördüğüm;
Bir sevda ki rüyalarda gördüğüm…
Düş mü görmekteyim, keçiler kaçık?
Yoksa gerçek midir yaşadıklarım?
Ezeli sevdamı nerde saklarım?
Her şey orta yerde inan apaçık;
Düş mü görmekteyim, keçiler kaçık?
“Vatan-i süknâ”mdır şu fani gurbet.
Nefs ile dargınım, ruhla barışık.
Mühreli ahvalim hepten karışık,
Rabbimin işleri muntazam elbet;
“Vatan-i süknâ”mdır şu fani gurbet…
Bir hayal, bir gerçek, geçmiyor acı.
Üç günlük dünyanın kârı bu mudur?
Geçer yıllar, kalan hüznün kumudur.
Meftun’um; Bu derdin nedir ilacı?
Bir hayal, bir gerçek, geçmiyor acı…
Kadir Çetin Temmuz 2010
Mühre: 1. Yara kabuğu.2. Yağmurdan sonra kuruyan toprağın üstündeki sert kabuk.
Vatan-i sükna: Uğranılan yer olup, 15 günden az kalmak için niyet edilen yahut bugün yarın çıkarım diyerek uzun müddet oturulan yerdir.